D. Ricardo, toprak rantını açıklarken, yeni toprakların üretime açılması ve dolayısıyla nüfusun ülkede alansal dağılımı nedenlerine de ışık tutmuştur.
Ricardo’nun rant teorisine göre, rant toprakların verim güçlerinin farklı olmasından ya da toprakların tüketim merkezine farklı uzaklıkta olmasından dolayı, daha yüksek verimli ya da tüketim merkezine daha yakın olan toprağa sahip olanların, bu topraklara sahip olmaları nedeniyle sağla¬dıkları bir fazlalıktır. Toprakların farklı nitelikte (verimlilik ya da tüketim merkezine uzaklık) olmasından kaynaklanan bu ranta differansiyel rant (farklılık rantı) denilmektedir.
Nüfus artıkça tarımsal ürünlere olan talep artacaktadır. Bu durumda çiftçiler üretim miktarını artırabilmek için ya aynı toprakta daha gelişmiş teknolojilerle üretim yapmaya gidecekler ya da daha az verimli (veya tüketim merkezine uzak) topraklarda üretim yapmak zorunda kalacaklardır. Her iki durumda da üretim maliyeti yükselecektir. Piyasada, her ürün için, en yüksek maliyeti gerçekleştiren çiftçinin maliyet fiyatı düzeyinde tek bir fiyat söz konusu olduğundan, en verimli ya da pazara en yakın toprakta üretim yapanlar, bu avantajlara sahip olmayanlara göre bir ilave gelir sağlayacaklardır ki, işte bu fazlalık ranttır.
Böylece Ricardo, rantı açıklarken, alanda ussal yerleşme (coğrafi nüfus dağılımı) teorisini de ortaya koymaktadır. Şöyle ki. insanlar önce en verimli topraklar olan ovalara ve de tüketim merkezine yakın olan yörelere yerleşirken, nüfus artışı ile daha az verimli toprakların bulunduğu platolara ve tüketim merkezlerine daha uzak yörelere doğru kayacaklardır.
Ricardo’nun rasyonel yerleşme teorisini eleştiren Carey, Kuzey Amerika’da yeni topraklar tarıma açılırken, bu teorinin doğrulanmadığını ileri sürmektedir. Yeni ülkelerde halk, Ricardo’nun öne sürdüğü gibi en verimli toprakların bulunduğu yörelere öncelikle yerleşme yerine, daha kolay kültür yapılabilen daha az verimli platolarda yerleşmeyi yeğlemektedir. Ne var ki, Ricardo’nun teorisinin uygulamada geçersiz oluşu bir takım zorluklardan ileri gelmektedir. Yoksa teorinin yanlışlığından değil. Çünkü yeni toprakları üretime açmak platolarda ovalara oranla daha kolaydır ve öncüler ovalardaki bataklıklarda görülen veba. tifo, sıtma v.b. gibi hastalıklardan, böceklerden ve su baskınlarından uzak olmayı yeğleşmişlerdir. İlginçtir ki, Carey, Avrupa ülkelerinde ve özellikle Fransa’da neolitik (taş devrinin son çağı) ve bronz devrelerindeki ilk yerleşmelerin yine aynı nedenlerden ötürü plato ve tepelerde olduğunu öne süren tarihçi ve coğrafyacılara yol göstermiştir.