Sanat eleştiricisi Harold Rosenberg tarafından ortaya atılan bu terim, soyut resmin ikinci Dünya Savaşından sonra ortaya çıkan bir kolunu belirtir. Soyun sanatın en aşırı ucunu temsil eden action painting nesneye yer vermediği gibi bir fikirden de yola çıkmaz.
Ressamın tablosunda vermek istediği şey bir görüntü değil, fakat bir eylemdir. Tablo seyircide resimsel duyulanmalar uyandırmak amacı güden ressamın eyleminin bir sonucudur. Rosenberg’e göre Tual ressam için gerçek ya da tasarlanmış bir nesnenin yansıtılacağı, yaratılacağı ya da inceleneceği bir yer değil fakat sanatçının eylemine açık bir çeşit arenadır. Bu anlayış resim tekniğine yenilikler getirmiş, kum, cam, kumaş gibi yardımcı maddelerden de yararlanmıştır.
Action painting başta Fautrier, Wols ve masson olmak üzere çeşitli Avrupalı ressamların etkisini taşımakla birlikte, Amerikalı Birleşik Devletlerinde gelişmiş bir akımdır.