Afrika Bölgesi Akarsuları
Afrika coğrafyasında akarsular birinci derecede önemli bir yer tutar. Bunların büyük bir kısmı yüksek bölgelerde akan ırmaklardır.
Denize yaklaştıkları zaman, iç yaylaları deniz kıyısı vadilerinden ayıran basamağı sert akıntılar ya da çağlayanlarla aşmak zorunda kalırlar. Afrika’nın su toplayıcıları, yani karalarda biriken suları denizlere ileten ırmaklar azdır. Birbirine komşu bölgelerin, sularını birbirinden çok uzak denizlere akıttıkları olağandır. Örneğin Afrika’nın tam göbeğinde bulunan bölgelerin sularını Akdeniz’e dökülen Nil ırmağı ile Gine körfezine ulaşan Kongo ırmağı boşaltır.
Denize açık havzaların yanında akıntısız, kapalı olanlar da vardır. Bu bölgelerde yağmurla buharlaşma arasındaki dengeyi sıcaklık sağlamaktadır. Bunlar iç dengeli denilen bölgelerdir.
Bu bölgelerin en önemlisi Çad gölü bölgesidir. Bu tür bölgelerin yüzölçümü Afrika’nın yüzölçümünün dörtte birinden fazlasını bulur.
Afrika’nın en büyük ırmakları şunlardır ; Akdeniz’e dökülen ve ayağı kagera ile birlikte dünyanın en uzun ırmağı olan Nil (6671) Atlas okyanusuna boşalan Nijer, Kongo ve Oranj ırmakları, Hint okyanusuna akan Limpopo ve Zambezi, Afrika’nın bu nedenle iç bölgeierin birçoğu hala uluslararası ticarette kapalı bir durumdadır. Afrika ırmaklarının düzeni doğrudan doğruya yağışların etkisi altındadır. Yükselmeler yaz mevsimlerinde olur. İki yükselme devresi olan Konya ırmağının durumu ilgi çekicidir. Kuzey ayakları ekvatorun kuzeyinde aktığından birinci devre kuzey yazına rastlar. İkinci devre ise ekvatorun güneyinde bulunan bölgedeki yaz mevsimine rastlar. Çorak ve çölsel bölgelerde akarsuların temeli evdiye dir. Bunlar, sellerin meydana getirdiği üzerinden çok seyrek su geçen ve çölün kumları içinde kaybolan, derin yarıklardır. Evdiye muhtemelen çok daha zengin bir su sisteminin kalıntısıdır. Bu sistem, eskiden var olan, fakat şimdi kaybolmuş iklim koşullarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Evdiyenin günümüzde de var oluşunun bir nedeni de, pek seyrek yükselme devrelerinde suların bu yarıklardan şiddetli bir şekilde akarak toprağı oymaya devam etmesidir.
Son olarak göller üzerinde duralım ; yüzölçümü bakımından Afrika’nın en büyük ve dünyanın dördüncü gölü olan Victoria gölü bir yana bakılırsa, kıtanın en büyük gölleri Suriye-Afrika çukurlarının bazı kesimlerinde bulunmaktadır.
Bu göller genel olarak uzun biçimlidir. Az dalgalanmış ve dik kayalar arasına sıkışmışlardır.