Bitkilerin fotosentez olayı sırasında oluşturdukları, özellikle şekerkamışı ve şeker pancarından elde edilen kendine özgü tata billurumsu besin maddesi. İçinde indirgen işlevlerde yer alabilen, birçok alkol işlevine sahip ve en az dört karbon atomu içeren moleküllerden oluşurlar. Sınıflandırılmaları polialkoller ve glüstler olarak da adlandınlan ozlar ve ozitler olmak üzeredir.
Polialkoler, CnH(n+2) (OH)n genel formülüyle gösterilen ve yalnızca alkol işlevi içeren şekerler olan itler ve siklo-neksaneksal ya da inosital gibi halkalı dizide yer alan siklozlardır (halkalı şekerler). Ozlar ayrıca bir aldehit ya da keton işlevi içerirler. Bu şekerler, monoz-lar ya da monosakraritler adını da alırlar. İndirgendirler ve hidrolizlenmezler. O-zitler içinde en basit olanlar seyreltik asit aracılığıyla gerçekleştirilen tam bir hidrolizle küçük sayılı ozlar karışımı veren holozitlerdir. Bu grupta yer alan şekerler iki ya da daha çok oz molekülünün su çıkararak yoğunlaşması sonucunda elde edilen ürünler olarak kabuledile-bilir. Hidroliz sırasında yalnızca oz molekülü vermeyen moleküllere genel olarak heterozit denilir. Bunlarda her he-terozite kenti temel özelliklerini aktaran, değişik yapılı glüsit niteliğinde olmayan aglikon bulunur. Şeker, aynı zamanda eczacılıkta birçok ilacın temel hammaddesidir. Hidrojen ve karbondan oluşan besin maddelerinin en kusursuzu olarak bilinir. Bilimsel olarak sakkaroz diye adlandınlan şeker saf bir karbondidrattır ve kimyasal formülü: Cı2H220ndir. Şekerin besin değeri kendine özgü özelliklerinden kaynaklanır. Şeker suda çok, al-koldeyse çok az eriyen renksiz ve katı bir maddedir. Sindirimi kolay olduğundan alınır alınmaz ince bağırsaklara geçer. Burada enverstas denilen özel bir enzimle daha basit yapıdaki şekerler olan glikoz ve früktoza çevrilir. Bu olayda sakkarozla su birleşir. Oluşan bu maddeler ince bağırsaklarca emilerek kan dolaşımı yoluyla doğrudan karaciğere geçer ve burada fruktoz, glikoza çevrilerek vücut için yararlı duruma gelir. Artanıysa glikojen olarak karaciğer ve kaslarda depolanır. Vücuttaki glikozsa e-nerjiye çevrilir.
Elde Edilmesi. Şeker, başta şekerkamışı ve şekerpancarı olmak üzere, havuç, mısır, patates, buğday, hintdansı, meyvelerle bazı akçaağaç ve palmiye türlerinin besi suyunda bulunur. Ancak endüstride şeker özellikle şekerpancan ve şekerkamışından elde edilir. Şekeri, şekerkamışından elde etmek yöntemine kadar es-kiyse şekerpancanndan şeker elde edilmesi de o kadar yenidir. Şekerkamışının ilk olarak Hindistan’da işlendiği ve Haçlı Seferleri sırasında Suriye’den dönen Hıristiyan askerlerini ilk kez karşılaştıkları bu bitkiyi batıya götürdükleri sanılır. 1747’e doğru Alman kimyacı Margraff, şekerkamışından şeker elde etmek için araştırmalara girişti. Fransız göçmen Ac-hard’da bu konuda çalışmalar yaparak sömürgelerde üretilen şekerin kalitesine ulaşmamakla birlikte bir çeşit şeker elde etmeyi başardı
Türkiye’de şeker endüstrisini kurma yönündeki ilk girişimler 1840’ta başladı. Bunu çeşitli girişimler izledi. Ancak bunlardan somut bir sonuç alınamadı. 26 Kasım 1926’da Alpullu Şeker Fabriksı üretime geçti. Bunu bir Çekoslovak firmasınca yapımı gerçekleştirilen şeker fabrikasının 17 Aralık 1926’da üretime geçmesi izledi. 1933’te Eskişehir, 1934′ te Turhal Şeker fabrikaları kuruldu. Bu fabrikalar daha sonra kurulan Türkiye Şeker Fabrikalan A.Ş. Başlığı altında toplanarak devletleştirildi. Kurulan yeni fabrikalarla, 1953-1963 arasında şeker fabrikalannın sayısı on üçe yükselirken, aynca yan ürünlerin değerlendirilmesi i-çin iki ispirto ve on yem fabrikası açıldı. Günümüzde şeker endüstrisi hemen tüm ülkelerde en ileri ve en önemli endüstri dalları arasında yer alır. Üretim açısından dünyada birinci sırayı SSCB alır, onu Küba, Brezilya ve Fransa izler.