Devleti yöneten kişiler Gök Tanrının yerdeki temsilcileridir, bu inanç hakimdir.
Devletin başındaki kişi çok güçlü bir otoriteye sahiptir.
Batıda mutlak monarşi vardı (astığı astık kestiği kestik ) Türklerde siyaset anlayışına göre yönetici adalete yöneten bir kişi olmalıdır. Bu da hiçbir zaman mutlak monarşinin kabul görmediğinin kanıtıdır.
Bizde ise sınırlandırılmış monarşi hakimdi, devlet başkanı adaletle hükmetmekle yükümlüydü.
Eğer adaletle yönetmezse Gök Tanrı görevine elinden alırdı.
Gök Tanrı, kutu belli bir hanedana verirdi.
Kut Anlayışı
Egemenliğin kaynağı , Türklerde kutsal olanlar hanedandır, halk değildir.
Kağan töre ve adaletle sınırlandırılmıştır.
Türklerde geleneksel hukuki karizmatik nitelikli olan bir otorite (meşruiyet) anlayışı vardı.
Türklerde ondandır ki hiç mutlak monarşi anlayışı olmamıştır.