Sultan Abdülmecid Han’ın Ölümü

0
237

Babası gibi veremdi. Verem o zamanların amansız hastalığıydı. Çaresi Silinmiyor, tuttuğunu götürüyordu. Gerçi babası Rusya karşısında ordumuzun uğradığı bozgunların üzüntüsüyle verem olmuştu. Ama Sultan Abdülmecid kendi kendisini yıprattı. Avrupalı krallara benzeme isteğiyle baloya ilk giden Osmanlı padişahı oldu.

Zaman zaman içki içtiği de tarihlerimizde yazılıdır ki, bu bir Osmanlı padişahı için, Müslümanların halifesi için affedilemeyecek bir hatadır.

Ancak onu da bir insan olarak görmek ve zaaflarına o gözle bakmak lazımdır. Tarafsız açıdan değerlendirirsek, Sultan Abdülmecid, babasının seviyesinde bir padişah değildi. Nazik, terbiyeli ve merhametliydi, ama özellikle saltanatının son yıllarına doğru kendisini eğlenceye kaptırmıştı. Dolmabahçe Sarayını yaptırmış, orada tantanalı bir ömür sürüyordu. Oysa ecdadı, Osmanlı Devletinin en kuvvetli dönemlerinde Topkapı Sarayında oturmuşlar, ihtiyaca göre birtakım ekler yaparak onunla yetinmişlerdi. O zamanlarda hazine ağzına kadar doluydu. Yine de israfa bütün kapılar kapatılmış, yalnızca ihtiyaca cevap verecek harcamalar yapılmıştı. Büyük Osmanlı padişahları hemen hemen vatandaştan farksız bir ömür sürmüşlerdi.

Gerçi Sultan Abdülmecid’in Dolma-bahçe Sarayını yaptırması, yabancılara güçlü görünme arzusuna verilebilir. Ancak bu vardıysa eğer, biraz çocukça bir arzu olmak lazım gelir. Zira yabancılardan borç alınan paralarla saray inşa edip göz boyamak mümkün değildir.

 

Avrupa’daki bütün yenilikleri kendi bünyemize uyup uymadığını hesaplamadan, etrafını çeviren Reşid Paşa, Ali Paşa, FuadPaşa üçlüsünün de teşvikiyle memlekete getirmek istemişti. Çoğunu getirdi. Ancak bunlar millet ekseriyeti tarafından benimsenmedi ve Padişah aleyhine bir hava meydana geldi. Ayrıca, Avrupa’dan getirilen yenilikler taklitten ibaretti. Derinliği olmayan şeylerdi. Gerçi Avrupa aynı yeniliklere kucak açtıktan sonra kalkınmıştı, ama yenilikleri ithal etmemiş, kendisine uygun olanını üretmişti.

Arada çok büyük fark vardı. Bir millet kendisine uygun olanını buluyor ve kalkmıyordu, ama diğer bir millet onu ithal edince ters tepiyordu. Fayda yerine zarar getiriyordu. Bu da tabiiydi. Çünkü milletlerin medeniyet farkları, kültür farkları, tarih, coğrafya farkları vardı. Bunları göz önünde bulundurmadan girişilecek yenilikler tutmamaya, hatta ters tesir etmeye mahkumdu, işte Sultan Abdülmecid böyle terslikler İçinde 21 yıl 6 ay hüküm sürdü. 25 Haziran 1861 günü öldü. Sultan Selim Camii avlusundaki Yavuz Selim türbesine gömüldü. Henüz 39 yaşın içindeydi.

Saltanatı sırasında yaptığı iyi şeyler arasında Süveyş Kanalını yeniden açtırmaya başlaması (24 Nisan 1859), istanbul Ortaköy’deki Mecidiye Camiini inşa ettirmesi, maarife (Milli Eğitim) önem vermesi, buharlı gemilerin sayısını arttırması, Karaköy köprüsünü kurdurması, tren işletmesi, telgraf haberleşmesini başlatması, belediye teşkilatı kurması, Mekke’de, Kâbenin altın oluğunu tamir ettirmesiyle Harem-i Şerifi onartması sayılabilir.
Sultan Abdülmecid devrinde Türkiye’de ilk defa romanlar yazılmaya, hikayeler yayınlanmaya başlandı. Bir “Tanzimat edebiyatı” doğdu. ilk Türk müzesi de Sultan Abdülmecid zamanında Tophane-i Amire Müşiri Fethi Paşanın gayretleriyle açıldı 1846.

Önceki MakaleKuleli Vakası Nedir Kısaca
Sonraki MakaleSultan Abdülaziz Dönemi (1830-1876)

Sizin Düşünceniz Nedir?

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz