Akdeniz bölgesinin en büyük şehri olan Adana, Seyhan ırmağının batısında kurulmuştur; zamanla doğu kıyılarına doğru da yayılmaktadır. Seyhan üzerinde Bizanslılar zamanında yapılan 21 gözlü ve 310 metre uzunluğunda bir taşköprü vardır. Şehir yöresinde ve ırmağın iki yanında meyve (portakal, kayısı, nar) ve sebze bahçeleri ile pamuk, mısır, ayçiçeği tarlaları uzanmaktadır.
Adana’nın Akdeniz’e olan uzaklığı 40 km. denizden yüksekliği 18-20 metredir. Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Yazları kurak ve sıcak, kışları ılık ve yağışlıdır.
Yıllık ortalama sıcaklık 18.6’C en soğuk ay (ocak, ortalaması 8 C. en sıcak ay (temmuz) ortalaması ise 28.1 C’dir. Ovayı kuşatan dağların sıcaklığı şehirden farklı olduğu için. yaz aylarında şehrin bunaltıcı sıcaklarından kurtulmak isteyenler Toroslardaki Pozantı, Bürücek, Gülek, Namrun, Kızıldağ ve Armutlu gibi yaylalara göç ederler.
Adana büyük bir endüstri merkezi durumundadır. Şehirde çok sayıda büyük dokuma, çırçır, un bitkisel yağ fabrikaları vardır. Endüstriyel gelişmeler Adana’yı Türkiye’nin her açıdan dördüncü büyük şehri durumuna yükseltmiştir.
Şehir, bölgedeki bütün il ve ilçe merkezleriyle devlet demir ve karayolları vasıtasıyla geniş ulaştırma olanaklarına sahiptir. Ayrıca biri askeri, biri de sivil iki havaalanı vardır. Denizle bağlantısı Mersin ve ayrıca İskenderun ve Adana yöresinin tarihi çok eski çağlara dayanır. Çevrede Etilerle ilgili çeşitli buluntular ele geçmiştir.
Ceyhan’dan Tarsus’a kadar birçok höyükde vardır; ayrıca yörede 40-45 kadar dağ kalesi bulunur. Bütün yöre ilkçağda Asur ve İran egemenliğinin altına girmiştir Tarihsel öneminin başında, kuzeyden güneye inen Mısır ve Suriye’ye geçen tek yolun üzerinde bir kilit noktası oluşu gelmiştir.
Büyük İskender, İran hükümdarı Darius’la Adana’nın doğusundaki Payas ovasında bir savaşa tutuşmuş, sonunda Darius karısını ve kızını tutsak bırakarak savaş alanından kaçmıştır.
Adana İmparator Pompeus devrinde Romalılara, VII yüzyılda Halife Ömer devrinde Müslümanlara, daha sonra bir aralık Haçlılara ve nihayet Selçuk lulara geçmiştir.
Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim Mısır seferine giderken 1517 yılında Adana Ramazanoğulları tarafından kendisine teslim edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğuna karşı baş kaldıran Mısır Valisi Kavalah Mehmet Ali Paşanın oğlu İbrahim Paşa, bir ara Adana’yı almışsa da şehir sonraları yine Osmanlı egemenliği altına geçmiştir. Uzun bir süre Halep eyaletine bağlı bir sancak merkezi olarak yönetilmiş. 1867 yılında il merkezi olmuştur.
Birinci Dünya savaşı sonunda Fransızların Adana’yı işgal etmesiyle halk kendi kendine örgütlenerek silâhlanmış, dağlarda direnme hareketine geçmiştir. 20 ekim 1921 tarihinde imzalanan Ankara antlaşrnasıyle Fransızlar şehri terketmiş ve 5 ocak 1922 günü de Türk silahlı kuvvetleri Adana’ya girmiştir.
Şehrin içinde geniş ve düzgün caddelerle modern bina ve otellerin sayısı son yıllarda çok artmıştır: içinde su sporlarına elverişli bir yüzme havuzu da bulunan Atatürk parkı, Türkiye’nin en büyük şehir parklarından biridir.
Şehrin merkezinde bulunan, Ramazanoğullarının yaptırdığı ulucami tarihsel bir anıt değeri taşımaktadır.
Adana, Cumhuriyet devrinde çok gelişmiş, nüfusu 1927’de 730000 kadarken 1960’da 230,000 i aşmış.
Adana ilinin doğusunda Maraş ve Gaziantep güney doğusunda Hatay, batısında İçel kuzeyinde Kayseri ve Niğde illeri bulunur.
Güney sınırı Akdeniz kıyılarıyla çevrilidir. İlçeleri; Bahçe, Feke, Kadirli, Karajsalı Karataş, Kozan, Magara, Ceyhan, Pozantı, Saimbeyli ve Yumurtalık.
Adana merkez ilçesinin yüzölçümü 1582 km2 dir.
Adana ilinin kuzey-batı, kuzey ve doğu kesimleri Toros dağlarıyla çevrilidir. Doğuda ise Amanos dağları yükselir. Kuzey-batıda Niğde il sınırı üzerinde Aladağ (3734m ) bulunur. İli üç yönden kuşatan dağların eteklerinden Akdeniz kıyılarına kadar Adana ovası uzanır. Ova başlıca iki kısma ayrılır: Adana ile deniz arasında Çukurova Ceyhan-Kozan arasında Yukarıova, Adana ovasının büyük kısmı geçen bin yıllar boyunca Toroslardan akarsuların indirdiği alüvyonların birikmesiyle oluşmuştur.
Çağlar boyunca ırmakların taşıdıkları birikintilerin yarattığı delta büyüyerek Çukurova’yı meydana getirmiştir. Bu yüzden toprak kuvvetli ve verimlidir. Bu geniş ova ortasında bulunan Misis tepeleriyle iki bölüme ayrılır.
Kuzeyde kalan bölüme Yukarıova, güneyde kalan bölüme ise Çukurova adı verilir.
İlin en önemli akarsuları Ceyhan ve Seyhan ırmaklarıdır. Ceyhan Maraş ilinde doğduktan sonra Adana il topraklarına iner. Karataş ile Yumurtalık arasında İskenderun körfezine dökülür.
Ceyhan’dan daha uzun olan Seyhan ırmağının iki büyük kodu da Kayseri ili içinde doğar. İl sınırlarına girdikten sonra Çakıt suyunu alır. Sonra Mersin körfezine dökülür. Seyhan üzerinde, Adana şehrinin kuzeyinde büyük bir baraj yapılmıştır. Seyhan barajı adını alan bu baraj ırmağın taşmasına ve ovayı su altında bırakmasına engel olmuştur.
iyi özetmiş