Yağmur, kaynak, kar ve buz sularının bir yatak içinde toplanıp toprağın eğimi süresince akmaya başlamaları sonucu akarsular ortaya çıkar. Birbirlerine eklenip bağlanan kollarla çeşitlenirler ve yeryüzünü geniş bir ağ tabakasıyla örerler. En uzun ve geniş olanı ana akarsudur. Bir akarsuyun kendi önemi kadar değer taşıyan başka kolları da olur. Bir ana akarsudan başlayarak birbirine karışan kolları sonradan küçülerek sonunda sel yarıntılarına inerler.
Bir akarsuyun doğduğu ve çıktığı yere o akarsuyun kaynağı, deniz ya da bir göle dökülüyorsa o yere de ağız denir. Bu iki çıkış varış arasında akarsuyun çığırı uzanır.
Akarsuyun hızı yatağı, eğimi ve bunun yanı sıra yatağı daralıp suyu çoğaldıkça artar. Buna karşılık akarsuyun çığırının Akarsuyun yatağı, eğimi ve bunun yanı sıra yatağı daralıp suyu çoğaldıkça artı Buna karşılık akarsuyun çığırının herhangi bir yerinde ve enlemesine bir kesit üzerin hu eşdeğerli değildir. Hız, iki kıyıda ve dipte suyun içinde aktığı yatağında meydana getirdiği sürtünmeyle azdır, orta bölümlerde çoktur. Suların en hızlı aktığı noktaların birleştirilmesi sonucu sağlanan çizgiye «hız çizgisi» denilmektedir. Hız çizgisi, akarsuyun ortasında olduğu gibi, çoğu kere sağa, ya da sola da kıvrılır. Bunun başlıca nedeni akarsuyun yatağındaki düzensizliktir. Vadi yamaçlarının aşınması, «menderes» adı verilen büklümlerin meydana gelişi bu düzensizlikleri sağlar. Engebeli yerlerde akarsuların yatakla diktir, düzensiz bir durumdadır. Böylece yatağın eğim derecesi sürekli olarak değişir. Bu yerlerde akarsular çavlanları ve ivintileri yaparlar. Her akarsu kollarıyla birlikte o be genin sularını toplar. Bu bölgeye akarsuyun beslenme havzası adı verilir. Beslenme havzasının durumu iklime, akarsuyun boyuna, yağışlara, ülkenin genişliğine ve toprağın biçimine sıkı sıkıya bağlıdır. Burada özellikle toprağın biçimi başlıca rolü oynar. Birçok ülkelerde böylesi bir durum ve yarattığı koşullar, suların çeşitli yönlere doğru dağılmasına, büyük akarsu havzalarının ortaya çıkmasına engel olur.
Güney ve kuzey Amerika ile Asya ve Afrika’da yeryüzünün en geniş ve en büyük akarsuları görülür. Yine en büyük akarsu havzaları bu bölgelerdedir. Bu bölgelerin her birinin yüzölçümleri birkaç milyon kilometre kareyi bulmaktadır. Gövdesi dar Avrupa ile büyük bir bölümü çöl olan Avustralya’da akarsu havzaları çok küçüktür.
Komşu iki akarsuyun beslenme havzaları birbirinden ayıran çizgiye «su bölümü çizgisi» denir. Çok zikzaklı bir çizgidir; genel olarak dağların doruklarını izler. Giderek iki akar sudan birinin zararına olarak yer değiştirir.
Akarsuların birçoğu okyanuslara, ya da bunların kollan olan denizlere dökülüp karışırlar. Bu akarsuların denizlere ya da okyanuslara karıştıklan yerin yüzüne «taban düzeyi» adı verilir. Bu, akarsu aşındırmasının sonuncu düzeyidir.
Birçok akarsular da okyanuslarla denizler yerine ya göllere dökülürler, ya da kurak bölgelerin bataklıklarında kaybolup giderler. Bu dökülen yerlerin birçoğunda — Hazar Denizi, Lut gölü gibi — dışa akıntı olmayabilir. Bu durumdaki bölgelere «kapalı havza — endoreik» denilmektedir.
Akarsular içlerinde suda erimiş çeşitli madensel tuzlan da taşırlar. Az oranlı erimiş tuzların her birinin oranı deniz suyundan çok daha başkadır. Deniz sularında klorürler, akarsularda ise karbonatlar çoğunluktadır.Yeryüzünün bazı bölgelerinde suyu çok tuzlu olan akarsular da vardır.Akarsuyun sürüklediği erimiş maddeler arasında en çok kalker, magnezyum ve tuz bulunur. Akarsuyun rengi, içindeki maddelerin cinsine ve özelliğine göre değişir. Buzullarınerimesinden oluşan akarsular, sürükledikkleri ince maddeler yüzünden boz ve bulanıktırlar. Kalkerli bölgelerden geçenler yeşilimsi ya da mavimtırak bir renk alır ve duru görünüşlüdür. Killi havzalardan geçen akarsular demir bileşikleri yüzünden sarımtırak esmer renkte akarlar; löslü topraklar ise suya sarı bir renk verir.
Akarsuyun sıcaklığı, çıktığı yere, havanın sıcaklık derecesine ve güneş ışınlarına bağlıdır. Suyun sıcaklığı 0 c’den aşağı düştüğü zaman donma başlar. Sıcaklık derecesi düştükçe buz kristalleri artar. Sakin kıyılarda durgun biçimde buz örtüleri oluşur. Suyun akış hızının az olduğu yerlerde bütün akarsuyun üstü buzla kaplanır. Çok soğuk bölgelerde akarsular büsbütün donar. Donma 6-7 ay sürer.
Akarsu Debisi
Bir akarsuyun herhangi bir kesiminden 1 saniyede geçen suyun miktarına-metreküp olarak o akarsuyun debisi denir. Küçük akarsulardan debinin değeri birkaç metre küpten birkaç yüz metre küpe kadar çıkar. Amazon, Volga, Kongo ve Mississippi benzeri yeryüzünün en büyük ve en geniş akarsularında onbinlerce metre küptür.
Bunun yanı sıra bir akarsuyun debisi bütün bir yıl süresince aynı değildir. Bunun nedeni yıl süresince o akarsuda ortaya çıkan türlü fiziksel oluşlar ve beslenme değişmeleridir. Debi içindeki yıl boyu süreli bu değişmelerin adı «rejim» dir. Orta Avrupa’daki akarsuların birçoğu yaz mevsiminde az yağış olması yüzünden ve buharlaşmayla sıcak aylarda alçalırlar. Akdeniz iklim bölgesinde yazlar daha sıcak ve kurak olduğundan alçalma daha belirgindir. Bu arada genellikle ırmaklar ve dereler bütünüyle kururlar. Buna karşılık buharlaşmanın az, yağışların da çok olduğu kış döneminde yükselirler, beslenip güçlenirler. Bu durum, buzulların ve karların erime mevsiminde daha da çoğalıp artar.
Kutuplara yakın bölgelerde ya da yüksek dağlar ve platolarda sıcaklığın rejim üzerindeki etkisi büyüktür. Böyle yerlerde yağış, özellikle kar halindedir. Kar örtüsü uzun bir süre kalır, ilkbahar ve yaz aylarında eriyerek akarsuları beslerler, gerekli bol suyu sağlarlar. Buzullarla beslenen akarsular da yine bu aylarda kabarır.