AŞAĞILIK DUYGUSU, kişinin, ger çeklere uyan ya da uymayan nedenlerle benliğini yetersiz ve küçük görmesi. Alfred Adler tüm gelişme dönemi süresince çocuğun, anne-babası ve genel dünyayla ilgili bir yetersizlik duygusu taşıdığı varsayımını öne sürdü. Bu duyguyu gidermek için gösterilen ruhsal ya da bedensel çabaların sonuçsuz kalmasıyla kaygılı ve bozuk kişilik gelişir. Hasta, başarısızlıklarını örtbas etmek ve başkalarını etkilemek için ruhsal bozukluklarını silah olarak kullanılır. Çoğu kez ruhsal çöküntüyle birlikte beliren aşağılık duygusuna emeklilik ve yaşlılıkta sık rastlanır. Bu durumda hasta kendisine saygısını önemli ölçüde yitirir. Kişi, toplumsal yönden aşağılandığını sanarak, değersiz ve önemsiz bir varlık olduğu duygusuna kapılır. Böylece, “Paranoid reaksiyon”, başka bir deyimle “özel koşullar altında, düş kırıklığı yaratan ya da küçük düşürücü durumlara karşı aşın tepki gösteren” tipler gelişebilir. Bilinçli olan bu duygu, yarışma ve kurtulma isteği yaratarak insan enerjisini kamçılar ve onu uyanr.