BARBAROS HAYRETTİN PAŞA,
Osmanlı denizcisi (Midilli 1478-İstanbul 1546), Asıl adı: Hızır. Ağabeyi Oruç Reis’e Avrupalıların verdiği Barbaros unvanıyla ün yaptı. Osmanlı hizmetine girince de Yavuz Sultan Selim Hayrettin adını verdi. Genç yaşta 18 oturaklı bir gemiyle ticarete başladı. Oruç Reis, Rodos şövalyelerine tutsak düşünce Bodrum’a ağabeyi ile gitti. Birlikte Kuzey Afrika kıyılarına uzandı. Kısa zamanda gemileri sekize çıktı. Daha sonra Cerbe Adası’nı üs edinen Oruç ve Hızır kardeşler italya kıyılarına akınlara başladılar. 1512’de Bicaye’yi İspanyol-1 ardan almak için harekete geçen Oruç Reis kolundan yaralanarak Halkulvad’a saldırısını püskürttükten sonra Andrea Doria kuvvetlerini de yenilgiye uğratıp 1513’te de Cicelli Limanı’nı ele geçirdiler. Ziyaret için Midilli’ye geldikleri zaman Kemal Reis’in yeğeni Muhyittin Reis ile Yavuz Sultan Selim’e değerli armağanlar gönderip yardımını istediler; padişah kendilerini gemi bakımından da destekledi. Böylece gemileri 12’ye çıkan Barbaros kardeşler, 1516’da İspanyol işgalinden kurtulmak isteyen Cezayir Kenti’ne yardım etmeye gittiler. Cezayir ve batısındaki Şerşel Limanı’nı ele geçirdiler; 1517’de Tenes ve Tlemsen de egemenlikleri altıa girdiyse de 1518’de yerli Araplarla anlaşan İspanyolların Tlemsen’i kuşatmaları sırasında Oruç Gazi şehit düştü. Bunun üzerine Hızır Reis, Osmanlı Devleti’nin hizmetine girerek padişahtan yardım istedi. Yavuz Sultan Selim onun hizmetini kabul ederek 1519’da kendisini Cezayir Beyler-beyliği’ne atadı. Cezayir’in Osmanlı topraklarına katılması üzerine Akdeniz’de kıyısı bulunan birçok ülke ortak bir donanma hazırlayarak Barbaros Hayret-tin’in üzerine saldırdılarsa da yenildiler. Barbaros sekiz dokuz yıl içerisinde Cezayir’in çeşitli kentlerinde garnizonları bulunan İspanyolları buradan çıkardı. 1528’de donanmasındaki gemi sayısını 35’e çıkararak İspanya’daki Müslümanların yardımına koşup kıyıdaki kentlere baskınlar yaptı ve Balear Adaları’nı da yıkıma uğrattı. Bu arada Hıristiyanların eline geçen Endülüs’ten 70.000 kadar Müslümanı Kuzey Afrika’ya götürdü. 1530’da da Cezayir’in karşısındaki Pe-non Adası’nı İspanyollardan aldı. 1531’de de Andrea Doria’nın Şerşel Adası’na yaptığı saldırıyı başarısızlığa uğrattı.
1532’de Andrea Doria’nın Osmanlılara ait Modon Adası ile Balya-Badre’yi ele geçirmesi üzerine Kanuni Sultan Süleyman onu kaptanıderyalığa getirdi. 1533’te İstanbul’a gelerek İstanbul Ter-sanesi’ni genişletti ve 80 gemilik bir donanmayla 1534 yazında Akdeniz’e açıldı. Güney İtalya kasabalarını vurduktan sonra Tunus’u da ele geçirdi. Ancak ertesi yıl Şarlken, Papalık, Napoli ve Malta donanmalarının da katılmasıyla Tunus seferine çıktı ve Halkulvad’ı ele geçirdi. Barbaros, 1538 baharında Venedik işgalindeki adaları ele geçirmek için Ege Denizi’ne açıldı. Skiathos Şira, Pa-roş, Antiparos, Egine, Nakşe, Mürted, Andros, Kerpe ve Kaşot adalarını aldıktan sonra Yunan Denizi’ne geçti. İspanya, Papalık, Venedik, Portekiz ve birtakım küçük devletlerin gemilerinden oluşan Haçlı Donanması Korfu’da toplandı. 250’den fazla savaş gemisine sahip olan düşman donanmasına karşılık Osmanlıların 122 gemisi vardı. Preveze’de karşı karşıya gelen iki donanma, 28 Eylül 1538 günü büyük bir deniz savaşı yaptılar. Barbaros Hayrettin’in yönetimindeki Osmanlı Donanması’nın üstün başarı göstererek kazandığı bu zafer denizcilik tarihinin önemli olaylarından birisidir.
Savaştan sonra, yeniden Kanuni’ye yanaşmaya çalışan Fransa kralı, Şarlken’e karşı Akdeniz’de ortak bir deniz harekâtı yapmayı önermişti. 1543’te yeniden Akdeniz’e açılan Barbaros Hayrettin, Marsilya’da Fransızlar tarafından törenle karşılandıysa da V. Karl’ın elinde bulunan Nice Kalesi’nin kuşatılmasında Fransızların gevşek davranması sonucu Osmanlı Donanması kışı geçirmek üzere Toulon’a çekildi. Altı ay kadar burada kaldı ve Fransa kralının Şarlken ile anlaşması sonucu İstanbul’a hareket etti; dönerken, Cenovâ’da tutsak bulunan Turgut Reis’i de kurtardı. Nice Kuşatmasından sonra Fransa kralıyla banş yapan Şarlken’in Osmanlı padişahıyla anlaşmak istemesi üzerine yeni bir deniz seferi düzenlemedi. İstanbul’da bir süre tersane işleriyle ilgilendi. Mezarı Beşiktaş’ta sağlığında yaptırdığı türbesindedir. Barboros Hayrettin Paşa Türbesi, İstanbul’un Beşiktaş İlçesi’nde, aynı adla anılan parkın içinde yer alan, 1541’de Mimar Sinan’ın yaptırdığı aynı adı taşıyan türbe. Sekizgen gövdeli, kubbeli, düzgün kesme taşla yapılmış yalın görünümlü bir yapıdır. Önünde, iki kolon üzerindeki kemerlere oturan aynalı to-nuzlu ve tek gözlü bir revak bölümü yer alır. Türbenin üstü 8.25 m çapında, basık tanburlu, sivrice bir kubbeyle örtülüdür. Silmelerle çerçevelenmiş iki sıra pencerelerle kurulan cepheleri, klasik Osmanlı dönemi mimarlığının oran ve özelliklerini yansıtır. Alçı tepe pencereleri dairesel peteklidir. İçteki sandukaları kuşatan şebekeler ve pencere kanatlarındaki özenli ahşap işçilik dikkat çekicidir. Kubbenin iç yüzeyi renkli kalem işleriyle bezelidir.
Barbaros hayrettin paşa ile ilgili internette okadar çok bilgi varki hangisini yazacağımı karar vermemiştim bu sayfaya rastladım barbaros hayrettin paşa ile ilgili tezim için çok önemli bilgiler edindim, tezime yazdım ve 90 aldım çok teşekkür ederim. iyiki bu sayfa var. Başarılar dilerim.