Truva harabeleri çanakkale boğazına hakim, ufak ve alçak bir tepe üzerindedir, harabelerin bulunduğu mezarlık sahaları ve tümülüslerle doludur.Bu ufak tepenin büyük hâdiselerle yüklü olduğu ilk anda şüpheli gibi görünür. Fakat kazılar kat kat; üst üste Truvalıları önümüze sermiştir.
Deniz kıyısı olan Beşiktepe, Yenişehir ve Çobantepe mevkilerinde de iskân sahaları tesbit edilmiştir. Daha önce buralarda Truva’nın kurulduğu, sonra bugünkü yerini bulduğu sanılmaktadır.
Homeros’un ilyada – Odysseus destan – masalının Truva’sı neresi idi? Harb hilesi olarak kullanılan tahta atın şehre alındığı rampayı gösterenler varsa da, bu şimdi katı olarak malûm değildir.
XIX. yüzyıl ortasından sonuna kadar, Osmanlı Devletinin umumiyetle isteksizliğine rağmen, bilhassa İngiliz ve Fransız dostları yardımiyle kazı fermanları alan Schliemann kazıları ile ve ondan sonrakilerle ortaya çıkanlar üst üste Truvaların bulunduğunu göstermiştir.
Schliemann 1873 te Kıral Priamos’un hazinesini bulmuştur. Schliemann’a göre Hisarlık Tepe, Kıral Priamos’un taht merkezidir.
Kazılarla, Eolia ve Lidya devrinden 1. Şehir tabakasına kadar 2 ilâ 16 metre derinlikte mütaaddit şehirlerin bulunduğu anlaşılmıştır.
Truva’nın ilk defa plânım çıkaran Dörpfeld 1902 de arkadaşlariyle sitenin yerleşme kronolojisini şöyle tesbit etmiştir:
— En eski yerleşme (muhtemelen) M. O. 3000 – 2500
II — Prehistorik müstahkem şehir Af. ö. 2500 – 2000
III – IV -V — Prehistorik üç kasaba. M. ö. 2000 -1500
VI — Homeros Truvası (tahminen) M. Ö.1500 -1000
VII — Homeros’tan sonra ve Yunan çağından önce iki yerleşme M. O. 1000 – 700
VIII — Yunan çağı llion’u Af. ö. 700 -1
IX — Roma Çağı llion’unun akropolü. M. S. 1 – 500
Truva kazılarından çıkan eşya Avrupa müzelerine götürüldüğü veya hediye edildiği cihetle, ancak 1923 ten sonra bir kısmı İstanbul Arkeoloji Müzesine konulabilmiştir.
En son tesbit edilen vaziyete göre, Truvanın ayrı ayrı devirlerde Batı Anadolunun kültür merkezlerinden biri olarak 2000 yıllık bir hayatı olmuştur.
350-M.S. 400 M.ö. V. yüzyıldan gerilere inildikçe, tarihî kayıtların efsanelerle karıştığı görülür. Bu devrede (Çanakkale’nin bir kısmına ismini veren) Dardanos ile (Truva’ya ismini veren) Tros’un isimleri geçmektedir.
İskender zamanı Truva için, bütün Batı Anadolu gibi, yeni bir devirdir, iskender, M. ö. 334 te, amiral gemisinden, Anadolu seferinin başladığını anlatmak üzere, mızrağım Çanakkale topraklarına fırlatarak karaya ayak bastı.
Truva kahramanı (Aşil) Akhilleus’u anne tarafından ahfadı sayıyordu. Ilion (Truva) harabelerindeki Akhilleus’ un mezarına çelenk koyduktan sonra, Ilion Tanrıçası Athena’ya kurbanlar kesti.