Şu anda, insanlık çok sayıda kimyasal bileşik hakkında bilgi sahibi olmakla birlikte, bunların hepsi normal, karasal koşullar altında elde edilmektedir: gezegenimizin ortalama sıcaklığı, manyetik alanı, atmosferdeki basıncı gibi değişkenlerle birlikte henüz kimyasal bileşiklerin yaklaşık yüzde elli gibi bir oranda bilgi sahibi olduğumuzu söyleyebiliriz.
Örneğin, Güneş’in çekirdek sıcaklığı ~ 14000000 C’dir ve gerçekte bu sıcaklık evrende karşılaşabileceğimiz en yüksek sıcaklık değildir. Ayrıca kara deliklerdeki inanılmaz yüksek basınçlardan da bahsetmemiz gerekir. Böyle durumlarda, kimyanın farklı çalışacağını anlamak için bir bilim adamı olmanız gerekmez. Bu makalede, daha sıra dışı olabilecek durumlardan bahsetmek istiyoruz
Karasal bileşikler, onları bildiğimiz biçimde neden tam olarak var oluyor? Neden formül tam olarak bu durumda, örneğin, su – H2O? Bu yazıyı okuyan tüm okurlarımız herhalde bir şeyler hatırladılar. Oksijen atomu, harici elektronik seviyeyi doldurmak için iki elektrondan yoksundur ve hidrojen hacmi sadece bir tane verebilmektedir. Peki ya yapısını (buzun atomik yapısını) düşünürsek?
buzun atomik yapısı
Bütün atomlar minimum enerji düzeylerine göre konumlanırlar. yani diğer bir deyişle böyle bir konumda, bileşiğin, verilen enerji yüzeyi üzerinde minimum bir potansiyel enerjiye sahip olduğunu söyleyebiliriz. Yalnız bu cevaptan sonra başka bir soru karşımıza çıkıyor: koşullar değiştiğinde bağlantının yapısı değişecek mi? Cevap evet olabilir.
Peki bu değişim nasıl olabilir? Seçeneklerin araştırılması çok uzun zaman alacaktır ve insan beyninin bu tür sorunları çözmesi şu anki teknoloji ile mümkün gözükmüyor. Kuantum bilgisayarlarının gelişimi farklı gezegenlerde bileşiklerin farklı atomik yapıda olabilme durumunu incelememizde büyük yardımı dokunabilir.