Giyilebilir sensörler diyetinizde size yardımcı olabilir. Günümüz teknolojisi her an her saniye gelişmekte bunu etkilerini çevremizde gözlemlemekteyiz. Tıbbi sistemler de bunlardan nasibini almakta. Teknolojinin gelişmesi ile her şey daha da küçülüyor veyahut giyilebilir hale gelebiliyor. En son örneklerden biri de dişe takılan bu sensörle yeme alışkanlıklarınızı kontrol altına alabiliyorsunuz. 
Dişe takılan bu cihaz Tufts Üniversitesi‘nden biyomedikal Fiorenzo Omenetto adında bir uzman tarafından geliştirildi. Cihazı tasarlayan uzmanın sözlerine göre çok yakın zamanda diş sensörleri çok yaygınlaşacak ve insanlara yeme alışkanlıkları ve diyetleri konusunda büyük yardımlarda bulunacak.
Geliştirmenin sonuçları Advanced Materials dergisinde yayınlandı. Beyin yada çeşitli implantasyonlar için deride, dişlerde uygulanmak üzere Omenetto ve ekibi her çeşit sensör üzerinde çalışmalarını yürütmekte. Ağız içine de, belirli göstergeleri sürekli olarak izleyebilen çeşitli sensörler yerleştirmek mümkün.
Sensörlerin boyutları çok küçük minimal kalınlığa sahipler ve elektronik bileşenlere sahip bir film tabakası şeklinde. Sensörler iki yaldızlı rezonatörün arasına yerleştirilip, ağzın aktif ortamının cihaza zarar vermemesi sağlanıyor. Çeşitli maddelerin varlığı için sensör, özel enzimler veya antikorların yardımı ile reaksiyona girer. Spesifik moleküllerin varlığını belirlemeye yardımcı olurlar. Biyoaktif sensörler, ortamın bileşimindeki değişikliğe tepki verir ve bir sinyal gönderir.
Biyoaktif sensör
Rezonatörler, antenler olarak hareket ederler, kimyasal bileşim değiştiğinde cihazın kendisi tarafından üretilen radyo dalgalarını iletir. Bu dalgalar bir tablete veya cep telefonuna bağlı özel bir cihaz tarafından yakalanır. Her radyo frekansı maddesi belirli bir radyo frekansına karşılık gelir. Bağlı cihazda kurulan uygulama sinyali analiz eder ve sonucu verir.
Şimdiye kadar sensörün cevap verebileceği bağlantılar listesi çok geniş değil. Şimdilik bu maddeler şeker, tuz ve alkol. Aslında, bu bile insan diyeti kontrol etmek yeterli, ama tabii ki, geliştiriciler bunun önemli bir dezavantaj olduğunun farkındalar çünkü bu sensörlerle yenen gıdanın hacmini belirlemek mümkün değil. Gelecekte, geliştiriciler, uygulamanın çok daha ileri aşamalara götürüleceğini söylüyorlar.
Genel anlamda, ince film sensörleri yeni bir fikir değil. Örneğin, geçen yıl, doğrudan gıdaya bağlanan minyatür sıcaklık sensörleri ortaya çıkıtı ve bu sensörler “yenilebilir”, tamamen mide suyunun etkisi altında, işlem sırasında herhangi bir zararlı madde bırakmadan tamamen çözülür. Kalınlıkları, bir insan saçı kalınlığından daha azdır, sadece 100 mikrometre.
2016 yılında, diyabetiklerde kan glukoz düzeylerinin otomatik olarak teşhis ve düzeltilmesi için giyilebilir bir cihaz oluşturulduğunu bildirdirildi. Güney Kore ve Amerika Birleşik Devletleri’nden ortak bir bilim adamları ekibi tarafından ortak bir çalışma gerçekleştirildi. Yapılan çalışma hakkındaki rapor, Nature‘ın yetkili baskısında yayınlandı. Cihazın kendisi grafenden yapılmış aktif elemanları ile taşınabilir bir bilezikti. Kablosuz bir arayüzle akıllı telefona bağlanabiliyordu.
Elbette insan beyninin durumunu analiz etmek için tasarlanmış sensörler de var. Bir süredir çalıştıkları, önemli verileri (sıcaklık, elektriksel aktivite, vb.) Ileten beyne yerleştirilirler. Daha sonra sensör zararlı maddeler bırakmadan iz bırakmadan çözünür. Şimdiye kadar, bu sistemler sıçanlarda test edilmiştir. Sonra – klinik çalışmalar başlayacak, ancak bu aşamaya geçilmesi bir kaç yıl alacaktır. Tıptan düzenleyiciler tarafından yeni sistemlerin onaylanması çok yavaş bir konudur.
Genel olarak, bu tür sistemler daha yaygın hale gelmektedir. Zamanla, sürekli bilgi ileten ve birçok insan organının durumunu kontrol altında tutan benzer IoT sensörlerinin ortaya çıkmasını bekleyebilirsiniz. Bunları görmek için çok fazla beklemek zorunda kalmayacağız gibi duruyor.
