Ha babam uzay dizisi mart ayında show tv de başlıyor, dizinin başrollerini Peker açıkalın Sinan çalışkanoğlu ve Ufuk özkan paylaşırken yönetmenliğini Tayfun güneyer üstlendi.
Ha babam uzay dizisi Konusu
Yıl 2016. Dünyanın bütün medeni ve kalkınmış ülkeleri, kendi bayraklarını taşıyan uzay gemilerini inşa edip uzaya fırlatıp Dünyamızın yörüngesinde dönen Uluslararası Uzay İstasyonu’na kenetleyerek uzaydaki yerlerini almışlar.
Artık, bir Uzay İstasyonu’ndan çok Enternasyonal İzmir Fuarı görüntüsü çizen Uzay İstasyonu’na, son olarak Arjantin, Singapur ve Kanada’nın da gemilerini kenetlemesinin ardından, tek bir dünya ülkesi için ayrılan kenetlenme deliği boş kalmıştır. O da Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Bu duruma çok canı sıkılan Başbakanımız, hemen Bakanlar Kurulu’nu toplar ve yeni “Çılgın Projesi”ni açıklar. Türkler de, tamamı Türk mühendis ve bilimadamlarının eseri olacak, tarihteki ilk Türk uzay gemisi “Uzaykuşu 1″in inşaatına başlayacaklardır. Ve geminin tüm mürettabatı da Türk olacaktır.
Hızını alamayan Başbakan, bu yeni çılgın projesini, TV’ye çıkıp halkla da paylaşınca; 2016 Avrupa Kupası Finalleri’ne de katılamayacağımız için moralleri çok bozuk olan halkımız, bu muhteşem çılgın habere çok sevinir, tüm milli duygular bir anda yeniden kabarmış, sokaklar “Uranüs Uranüs duy sesimizi.. İşte bu Türkler’in ayak sesleri” çığlıkları ile yankılanmaya başlamıştır.
Tübitak ve TOKİ işbirliği ile 8 ay gibi kısa bir sürede tamamlanan UZAYKUŞU 1, Eskişehir Hava Kuvvetleri üssünden fırlatılmaya hazır hale getirilir.
Güneşli bir Pazar günü, UZAYKUŞU 1, ekranları başında tek yürek tek yumruk kitlenmiş olan bir milletin coşkulu tezahuratları huzurunda uzaya fırlatılır.
UZAYKUŞU 1, ufak tefek bir kaç aksaklığa rağmen kendini atmosfer dışına atmayı başarır.
Gemi mürettebatı, kıdemli THY Pilotu Adnan; Hava Kuvvetleri Yüzbaşı ve Gemi Lazer Topçu Subayı Mücahit, Gemi Telsiz Subayı Necati, Gemi Halkla İlişkiler Direktörü Sibel, gemi doktoru, gemi ahçısı, gemi çaycısı vb. sonunda uzaya çıkmış olmanın heyecanı içindedirler.
UZAYKUŞU 1, 3 oda 1 salon formatında tasarlanmış; bünyesinde bir büyük güverte, bir kızlar yatakhanesi, bir erkekler yatakhanesi ve bir de yemekhane ve kantin bulundurmaktadır.
UZAYKUŞU 1, yarım günlük yolculuğun sonunda Uluslararası Uzay İstasyonu’na ulaştığında, yine milletçe nefesler tutulur. Artık, istasyona kenetlenme vakti gelmiştir.
Gemi kaptanı, eski Atari joystick’i benzeri kol ile gemiyi idare ederek, geminin burnundaki uzun çubuğu, üzerinde Türk Bayrağı olan deliğe sokup gemiyi istasyona kenetleyecektir. Bu, çok hassas bir iştir; çünkü, bir hedefte bir milimlik bir sapma bile geminin istasyona çarpmasına ve ardından da büyük bir uzay felaketine yol açacaktır. Adnan, büyük bir dikkat ve ustalıkla joystick’i idare ederek gemiyi istasyona yaklaştırır, sonra ucundaki demir iğneyi deliğe hedef alır, yavaş yavaş yaklaşmaya devam eder. İğne tam deliğe girmek üzereyken, gemi çaycısı elinde çay tepsisi ile güverteye girip, Adnan’ın yanına gelir ve Adnan’ın elinin tam yanına bir “Kenetlenme çayı” bırakır. Adnan, çaycıyı kovayım derken eli çay bardağına çarpar, kaynar çay eline dökülünce joystick’i bir anlık fazla itmiş olur. UZAYKUŞU 1, sert bir şekilde istasyona çarpar, sonra geri açılır ve uzayın karanlık derinliklerine doğru döne döne ve kontrolsüz bir şekilde savrulmaya başlar.
Aradan 6 ay geçmiştir ve UZAYKUŞU 1 hala uzayda bilinmeyene doğru sürüklenmekte ve umutsuzca Dünyayı aramaktadır. İşte bu amansız macera “Türk’ün Uzayla İmtihanı” olacaktır.
Ha babam uzay Fragmanı