Tanzimat Fermanının üstünden 16 yıl, 3 ay, 15 gün geçmişti. Padişah 18 Şubat 1856 tarihinde Islahat Hatt-ı Hümâyununu ilân etti. Bu ferman, Rus savaşında Osmanlılara yardımcı olan Avrupa devletlerine sanki hoş görünmek için hazırlanmıştı. Devleti kurup yüzyıllardır yaşatan Müslüman Türklerden çok Hıristiyanları koruyordu.
Hahamlara ve papazlara (ruhanî liderler) devlet maaş bağlayacaktı. Hıristiyanlar yeni bir kilise yaptırmak isterlerse hükümetten sadece izin alacaklardı. Eski kiliselerini tamir için buna da gerek yoktu. Hıristiyanları aşağılayacak sözler yasaktı. Hıristiyanlar ve Yahudiler Türklere ait okullara girebilecekler, devlet memuru olabilecekler, isterlerse okul açabileceklerdi. Askere alınacaklar, eskiden beri Müslüman olmayan topluluklardan alman “cizye” adlı İslâmî vergi kaldırılacaktı. Eyalet ve vilâyet meclislerinde nüfusları oranmda temsil edileceklerdi.
Aslında Osmanlı Devletinin kuruluşundan beri her türlü insanî hak azınlıklara tanınmıştı, istanbul’un fethinden sonra Sultan Fatih Mehmed, yayınladığı fermanda onların korunacağını bildirmişti. Bu haklar yürürlükte bulunuyordu. Yalnızca memur olamıyorlardı. Bu da onların yararına idi. Çünkü memurluk para getiren bir meslek değildi. Bunun yerine ticaretle uğraşıyorlar ve Müslümanlardan daha geniş imkânlar elde ediyorlardı.
Ama bu ferman ve daha önceki Tanzimat Fermanıyla devlet kapıları ardına kadar açıldı. Bu kapılardan devletin içine giren bazı Hıristiyan ve Yahudiler, devlet imkânlarıyla devlet aleyhine çalışmaktan geri durmadılar.
Bazı tarihçiler Islahat Hatt-ı Hümâyununun İngiltere ile Fransa’nın zoruyla yayınlandığını söylerler. Müttefiklerin Viyana’da imzaladıkları protokolün dördüncü maddesinde istenen esaslara tıpa tıp uygundur âl Şubat 1856’da imzalanan Viyana Protokolünün dördüncü maddesinde şöyle denilmektedir :
“Osmanlı tâbiiyetinde bulunan [Osmanlı vatandaşı olan] Hıristiyanların Müslümanlarla hukuk müsavatı [eşitliği] hakkında kendiliğinden vermiş olduğu te’minatı [sözü] gene kendiliğinden teyid edecek [doğrulayacak] olan Padişahın istiklâli ve devletin tama-miyyet-i mülkiyyesi…”
Babıali (Osmanlı hükümeti) Paris Barış Kongresinden yedi gün önce bu fermanı yayınlamak, birer suretini de ilgili devletlere göndermek suretiyle istenileni yaptığını göstermiştir. Böylece Osmanlı Devletinin iç işlerine yabancıların parmağı karışmıştır. Bu parmaklar bir daha kolay kolay içimizden çıkmayacaktır.