İslam Kültür ve Medeniyeti Hakkında Bilgi, Konu Özeti, ödev araştırması, ansiklopedik bilgi,
İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİ:
• İslam kültür ve medeniyetinin gelişmesinde Eski Yunan, Hint, İran ve Türk kültürlerinin etkileri olmuştur.
• Başta Kuran-ı Kerim ve hadisler olmak üzere, İslamın özünden gelen unsurlar bu medeni-yetin oluşumunda temel etken olmuştur.
• Fethedilen bölgelerin İslama uygun kültürel değerleri ve İslamın insanları çalışmaya, doğruyu bulmaya sevk etmesi, ileri bir İslam medeniyetinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
a. Devlet ve Memleket Yönetimi:
• İlk İslam devletinin temeli, hicretin sonucunda Hz. Muhammed tarafından Medine’de oluştu-rulmuştur. Dört Halife Dönemi’nde de merkez Medine olmuştur (Hz. Ali’nin son dönemlerinde merkez Kufe’ye taşınmıştır.
• Emeviler döneminde başkent Şam, Abbasiler Dönemi’nde ise Bağdat’tır.
• Hz. Muhammed hem peygamber hem de İslam devletinin siyasi başkanı olduğundan teokratik bir yönetim meydana gelmiştir.
• Hz. Muhammed’in vefatından sonra Halifetu Resülullah unvanıyla Hz. Ebubekir’in halife seçilmesiyle “halife” sıfatı ortaya çıkmıştır.
• Dört Halife Dönemi’nde halifeler seçimle iş başına geldiklerinden bu dönem “Cumhuriyet Devri” olarak adlandırılır.
• Emeviler döneminde halifelik saltanata dö-nüştürülmüş; aynı durum Abbasiler ve daha sonraki dönemlerde de devam etmiştir.
• Hz. Muhammed ve Hz. Ebubekir dönemlerin¬de zekat toplayan kimseler aynı zamanda bulundukları bölgelerde hukuki meseleleri de halletmişlerdir.
• Hz. Ömer döneminde sınırların genişlemesiy¬le idarede ihtiyaçlar ortaya çıkmış yeni görev¬liler gerekmiştir. Bundan dolayı ülke yönetim birimlerine ayrılarak valilikler oluşturulmuştur. Ayrıca adli teşkilat, kadılık makamı, Beyt-ül Mal, Divan-ül Cünd,(ordu divanı) oluşturulmuştur.
• Emeviler Dönemi’nde devlet kuruluşlarının sayısı artırılmış. Bu dönemde Berid (Posta) teşkilatı kurulmuştur.
• Halifeliğin Abbasilere geçmesinden sonra ve-zirlik ve muhtesiplik görevleri oluşturulmuş, divanların sayısı artırılmıştır. Ordu komutanı ve vali durumundaki Emirül Ümeraların askeri ve idari yetkilerinin artması, devletin parça-lanmasında etkili olmuştur.
• Devlet teşkilatında daha çok Sasani ve Bi-zans’tan yararlanılmıştır.
b. Sosyal ve İktisadi Hayat:
• İslam devletinde halkı dört grupta incelemek mümkündür. Bunlar; idareciler ve Arap asıllı¬lar, Mevali denilen Arap olmayan Müslüman¬lar, Zımmilej ve hizmet işlerinde çalışan kim¬selerdir.
• Emeviler Döneminde İslama yeni giren ve Arap olmayan halk kitleleri, Mevali (azatlı kö¬le) statüsüne tabi tutulmuştur. Abbasilerin ilk dönemlerinden itibaren eşitlik politikası başla-mıştır.
• Müslüman olmayan Hıristiyanlar, yahudiler, Berberiler ve Mecusiler din ve inançlarında cizye ödemek şartıyla serbest bırakılmışlardır. Bunlara Zımmi denilmiştir.
• Araplardaki İslam öncesine dayanan ticari ge-lenek, İslamiyetin ilk yıllarından itibaren de¬vam ettirilmiştir. Özellikle kara ticaretine önem verilmiştir. Müslüman tüccarlar; pamuk¬lu ve yünlü kumaşlar, demir mamulleri ve cam eşya ihraç edip, baharat, ipek, ağaç mamulle¬ri ve deri mamulleri ithal etmişlerdir.
• Müslüman tüccarlar Fas’tan Mısır, Suriye, İran, Hindistan, Çin ve Güneydoğu Asya’ya kadar uzanan bölgelerde ticari faaliyetlerde bulunmuşlardır.
• İslam Devleti’nde sabun, halı, bakır, kandiller, kurşun mamulleri, ok, yay, gibi bir çok ihtiyaç ve araç gereç türü mamullerin üretimi gelişmiştir.
• VIII. yüzyıl ortasında Çin’den Semerkanfa getirilen kağıt imali, Abbasiler döneminde Bağdat ve diğer bölgelerde de imalathanele¬rin açılmasıyla yaygınlık kazanmıştır. Mısır ve Fas’tan sonra Endülüs’te de kağıt imalatının başlaması Avrupalıların kağıdı tanımalarında etken olmuştur.
• İlk İslam hazinesi Beytül Mal adıyla Hz. Ömer zamanında oluşturulmuştur. Bu dönemde Bi-zans ve Sasani tarzında para basılmış olmakla birlikte, “sikke” adıyla ilk İslam parası,
Emevi halifesi Abdül Melik tarafından bastırıl-mıştır.
• İslam Devleti’nde sadaka, ganimet, öşür, ha¬raç ve cizye temel gelir kaynaklarıdır. Zengin Müslümanların mallarından kırkta birinin fa-kirlerine verilmesine sadaka, Müslümanlardan alınan vergiye öşür, gayri müslimlerden alı¬nan toprak ve ürün vergisine haraç, gayri Müslimlerin askerlik muhfiyeti vergilerine ise cizye denilmiştir. Bunlardan başka hayvanlar-dan alınan vergiler, gümrük, ganimet, tuzla ve maden gelirleri vardır.
• Hz. Ömer zamanında ikta sistemi oluşturul-muştur.
c. Ordu ve Donanma:
• Hz. Muhammed döneminden itibaren Müslü-manlar gönüllü olarak sefer ve savaşlara ka-tılmışlardır.
• Hz. Ömer zamanında Basra ve Küfe’de ordu-gahlar kurularak düzenli orduya geçiş aşama¬sı başlamış; Emeviler döneminde ise düzenli ordular meydana getirilmiştir.
• İlk islam donanması Hz. Osman zamanında Suriye valisi Muaviye tarafından kurulmuştur.
• İslam öncesi dönemde Araplara ait askeri bir geleneğin bulunmamasına rağmen İslamiyet’-ten sonra “cihat” anlayışının da etkisiyle bü¬yük fetihler gerçekleştirilmiştir.
• Abbasiler Dönemi’nde Türkler askeri teşkila¬tın temelini oluşturmuşlardır.
d. Eğitim ve Bilim:
• İslam Devleti’nde Abbasilerden önce eğitim ve öğretim camilerde yapılırken, Abbasiler Dönemi’nde medrese eğitimine geçilmiştir. İlk medrese Bağdat’ta açılmıştır.
• Emevi halifesi Abdülmelik zamanında Arapça resmi dil durumuna getirilmiş, böylece bu dilin etkinliği artmıştır. Ayrıca Arap alfabesi kulla-nımı yaygınlaşmıştır.
• Arapça, İslamiyet öncesi sadece Arabistan yarımadasıyla sınırlı iken dini bir dil özelliği kazanmış ve yaygınlaşmıştır. İslam dinini ana kaynakları olan Kur’an-ı Kerim ve hadislerden öğrenme ihtiyacı her Müslümanı Arapça öğ-renmeye sevketmiştir.
• Zayıf kültürlü toplumlar Arap dili ve alfabesi¬nin kullanılmasıyla birlikte milli kimliklerini de kaybetmişlerdir. Fakat derin bir kültürel geç¬mişe sahip olan Türkler ve İranlılar milli kim¬liklerini muhafaza etmişlerdir.
• Abbasiler döneminde Eski Yunan, İran, Hint ve Helenistik eserler Arapçaya çevrilerek bunlardan yararlanılmış, bilimsel gelişmelere önem verilmiştir. Bilimi; dini bilimler ve müs-bet bilimler olmak üzere iki yönde gelişmiştir.
Dinî Bilimler:
Hadis: Hz. Muhammed’in söz ve davranışlarının ortaya konmasıdır. İmam Buhari ve İmam Müslim ünlü muhaddislerdir.
Fıkıh: İslam hukuku,
Tefsir: Kuran-ı Kerimin açıklanması,
Kelam: İslam ilahiyatıdır (Felsefesi). Farabi, Gazali ve İbn-i Rüşt ünlü islam felsefecileridir.
Siyer: Hz. Muhammed’in savaşlarının ve hayatının ele alınması,
Müspet Bilimler:
• Hendese (matematik), tıp, coğrafya, kimya ve astronomi olarak gelişmiştir.
• Tıp alanında Huneyn b. İshak İbn-i Sina (el-Kanun fi’tıbb adlı eseri XII. yy.’dan itibaren Avrupa’da temel kitap olarak okutuimuştur) önemli bilginlerdir. Matematikte El Biruni ve El Harezmi; kimyada Zekeriyya er-Razi; felse¬fede el Kindi, El Farabi ve İbn-i Sina en önemli bilginlerdir.
• Abbasiler döneminde Dünyanın yuvarlaklığı ispatlanmış, Avrupa’ya örnek oluşturacak ge-lişmeler mey.dana getirilmiştir.
• 10. yüzyılda medreseler kurulmuş; 11. Yüzyıl¬da ise başta Bağdat, Kahire, Semerkant, Buhara ve Kurtuba olmak üzere İslam kültür ve medeniyetinin hızla geliştiği şehirler ortaya çıkmıştır.
• Avrupa, ortaçağ karanlığını yaşarken İslam dün-yası her bakımdan ileri bir seviyeye ulaşmıştır.
• Abbasiler Döneminde 9. yüzyılda mutezile ha-reketi yaygınlaşmış olmakla birlikte/zamanla etkinliğini kaybetmiştir.
Sanat
• İslam öncesi Araplara ait belirli bir mimari tar¬zı gelişmemişken, İslamiyet döneminde fet-hedilen bölgelerin de etkisiyle özellikle Eme-viler döneminde İslam mimarisi, Hıristiyan Bizans seviyesine ulaşmıştır. Abbasiler döne-minde ise mimari daha yüksek bir duruma gelmiştir.
• Medine’deki Mescid-i Nebevi adı verilen camii örnek alınarak fethedilen yerlerde yeni cami¬ler inşa edilmiştir.
• Emeviler döneminde camilerde minareler oluş-turulmuştur. Kubbetüs Sahra, Mescid-i Aksa ve Ümeyye camileri bu döneme ait önemli eserlerdir. İslam mimarisi büyük benzerlik gös-termesine rağmen coğrafık ve kültürel değiş-meyecek dolayı üslup ve biçim farklılıkları gö-rülmektedir.
• İslamda resim ve heykelin yasaklanmış olma-sından dolayı süsleme sanatlarına büyük önem verilmiştir.
• Hat sanatı, oymacılık, kakmacılık, sedef işle meciliği, arabesk sanatı (cami ve sarayların iç ve dış mekanlarının çeşitli yazı ve şekillerle süslenmesi) gelişmiştir.
YORUM: Arapça’nın hem Kur’an dili olması hem de Emeviler döneminde resmi dil ilan edilmesi Arabistan dışında da Arapça’nın öğrenilmesini gerekli kılmış dolayısıyla Arapça İslamiyetle birlikte Arabistan dışında etkili bir dil durumuna gelmiştir. Özellikle zayıf kültürlü toplumlar İslamiyeti benimsedikten sonra Arapça’nın da etkisiyle Araplaşmışlardır. Fakat Türkler ve İranlılar gibi eski ve gelişkin bir kültürlere sahip topluluklar kimliklerini muhafaza etmişlerdir. Türkçe’de ve Farsça’da birçok Arapça kelime bulunması karşılıklı etkileşimin bir sonucudur.