İslamiyetin Doğuşu Sırasında Asya’ da Bulunan Devletler, Asya’ nın Durumu hakkında kısa bilgi, hangi devletler vardı, islamiyetin doğduğu zaman asya ne durumdaydı, avrupada bulunan devletler, afrika hakkında bilgi,
İSLAMİYETİN DOĞUŞU SIRASINDA DÜNYANIN GENEL DURUMU
İslamiyetin doğuşu sırasında, dünya denildiği zaman Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları (Eski Dünya) kastedilirdi. O döneme ait bu kıtalardaki önemli devletleri ve insanların yaşadıkları coğrafi alanları şu şekilde özetlemek mümkündür.
a. Asya:
Bizans: Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasından sonra (MS. 395) Doğu Roma İmparatorluğu adıyla varlığını sürdürmüş olan devlettir. Avrupa’da toprakları olmakla birlikte zamanla “Doğu Devleti” özelliği kazanmıştır. Başta Sasaniler olmak üzere Avrupa’daki Avar ve Bulgar Türkleriyîe mücadele et-miştir. İslamiyetin doğuşu sırasında Bizans’ta Harak-leios Sülalesi hakimdir.
Roma hukuku, Grek kültürü ve Hıristiyanlık inancı, Bizans medeniyetini meydana getiren üç ana unsurdur.
Resmi inancı Ortodoks Hıristiyanlık’tır.
Sasaniler: İran’da hüküm süren devlettir. MS. 3. yüzyılda başlamış olan karışıklıklar İslamiyetin do-ğuşu sırasında da devam etmiştir.
Sasaniler’de hakim din Zerdüşlük (Mecusulik) tür.
MÖ. 570 yılında doğduğu kabul edilen ve tek tanrı inancına ‘yer veren Zerdüşlükte birbiriyle mücadele eden iyilik ve kötülük diye adlandırılan iki asii ruh vardır.
Göktürkler: İslamiyetin doğuşu sırasında Orta Asya’da varlığını sürdürmüş olan devlettir. Çinliler ta-rafından yıkıldıktan 50 yıl sonra yeniden kurulmuştur.
Orta Asya Türklüğünün en önemli temsilcisi olan Göktürk Devletinde Hıristiyanlık, Zerdüşlük, Budizm, Maniheizm ve Yahudilik dinleri kabul görmesine rağmen Gök Tanrı inancı hakimdir.
Hindistan: MO. 2000 yıllarında Ariler’in Hindistan’ı istila etmesiyle “kast sistemi”nin etkili olduğu büyük bir yarımadadır. Ariler sayı bakımından az olduklarından diğer topluluklarla karışıp yok olmamak için kast sistemini kabul etmişlerdir. Kast aynı işle meşgul olan atadan miras kalan hakları, vazifeleri ve gelenekleri ile birbirine sımsıkı bağlanan insanlar grubudur. Bu sistem dört sınıftan oluşmuştur. Bunlar; Brahmanlar (rahipler), Kşatriyalar (hükümdar sülalesi ve askerler), Vaisyalar (tüccarlar ve çiftçiler) ve Sudralar işçiler) dır. Bunlardan başka Kast dışı ve dokunulmaz olan paryalar mevcuttur.
Tarih boyunca göçlere sahne olan Hindistan’da hakiki bir siyasi birlik ve ortak bir tarih oluşmamıştır.
Çin: İslamiyetin doğuşu sırasında Çin’de de coğrafi etnik ve tarihi birlik görülmemektedir.
İslamiyetin doğuşu sırasında Çin’de Hıristiyanlık ve Yahudilik bilinmekle birlikte yaygın olarak Kon-füsyüstçülük, Taoizm ve Budhizm vardır.
Japonya: Asya’nın doğusunda bulunan Japon¬ya İslamiyetin doğuşu sırasında etkili bir ülke değildir.
Dini yönden Şintoizm hakimdir. Tabiat güçlerine ve ruhlara tapılmaktadır.
b. Avrupa:
• İslamiyetin doğuşu sırasında Avrupa’da siyasi birlik bulunmamaktadır.
• V. yüzyıl sonlarına doğru Batı Roma İmpara-torluğu’nun yıkılmasından sonra bu devletin toprakları üzerinde yaşayan topluluklar ken¬dilerine ait devletler kurmuşlardır. Bunlar Fransa’da – Franklar ve Burguntlular; İspanya’da Vizigotlar, İtalya’da Ostrogotlardır.
• Avrupa’da İslamiyetin doğuşundan önce Hıristiyanlık yaygın bir duruma gelmiştir.
• Avrupa’ya göç eden birçok topluluk da Hıristiyanlaşarak benliklerini kaybetmişlerdir.
c. Afrika:
• Kuzey Afrika’da genellikle Bizans egemenliği hüküm sürmektedir.
• Kızıl Deniz sahili ve Aden Körfezi’ne kadar olan sahada Hristiyan Habeş Krallığı bu-lunmaktadır.
• Özellikle Mısır’da 2. yüzyıl sonlarından itiba¬ren Hıristiyanlık süratle yayılmıştır.