Kolonizasyon nedir , Kolonizasyon ne demek, kolonizasyon hakkında bilgi, kolonileşmek,
Kolonizasyon Nedir ?
Geleneksel anlamda kolonizasyon; Avrupa’nın genişlemesi olarak okunur. Fakat bu bir yanılsamadır. Çünkü Avrupalılar Avrupa’nın genişlediğini düşünmez, sadece kendilerinden alt seviyelerde, 3. Dünya olarak tanımladıkları grupların ve coğrafyaların Avrupalıların yönetimine geçtiğini, yeni dünya düzenine eklemlendiklerini ve onların bulundukları coğrafyanın verimli olarak kullanılmaya başladığını düşünür. Kolonizasyon sürecinde ise, kolonizatör kendi içinden grupları verimliliği artırmak için koloniye yerleştirir ve böylece kolonizasyon anlam kazanır. Bir diğer yandan, kolonizatörden grupların kendi yaşam alanlarından koparak koloniye yerleşmesi ve azınlık fakat yönetici güç hissi sayesinde yeni sahiplik kurgusu tohumları atılır ve kolonize olan toprak parçası daha önceden onunla aynı ilişkiyi kuran yerlilerden arınır. Toprak ve sahiplik ilişkileri kolonizatörden gelenler için kopuş ve yeniye bağlanış, eskiye bir özlem ve yeniyi onun gibi yapma derdi ile yoğrulurken, kolonize olan yerliler için ise kırılma ve kurulma temelinde yine bir özlemle yoğrulur.
Kolonizatörden gelenlerin kolonideyken kendi uzaktaki evlerine ve ideal dünyalarına duydukları özlem, kolonize olanın kendi yerinden edilmiş gibi hissetmesinden yani eskiden kendi yönettikleri toprakları yönetme ya da orada yaşama özleminden farklıdır. Her durumda toprakla, kolonize eden ve kolonize olan grupların kurdukları ilişkiler ile bu grupların birbirleri arasındaki ilişkiler, o dönemde Avrupa’da var olan farklı güçlerin hem kendi içlerinde hem de birbirlerine kıyasla farklı çoğulluklarda var oluşları sayesinde her kolonizasyon farklı koşullarda ve ilişkilerde gerçekleşmiştir. Aynı şekilde, farklı imparatorluklar farklı kolonizasyon güçlerine ve tekniklerine sahiptirler, buna karşıt olarak da her kolonize olan toplumun kolonizatörlere karşı verdiği ortak ve kendi içinde farklı grupların tekil ürettiği, diğerlerinden farklı reaksiyonlar mevcuttur. Bu bağlamda kolonizasyon, kolonizatör ile kolonize edilenin ilişkiler çoğulluğu içerisinde ortaya çıkan melez hallerin bütüncül tarifidir.
O yüzden de kolonizasyon sadece kolonizatörün kendi dünya algısının kolonize olanlar tarafından taklit edildiği ve o ana kadar sahip oldukları kendi hayat bilgilerini bir köşeye koyup her şeyi yeniden öğrendikleri bir süreç değil, yeni dayatılan varoluş koşullarına bağlı olarak eski ile yeninin her an yeni melezleri ürettikleri bir ilişkiler zinciridir.
Bu durumda Avrupa’nın politik ideolojileri ekseninde yönetilen koloniler, imparatorlukların devamı olurlar. Fakat bu devamlılık, koloninin kolonizatörü tarafından aynı seviyelerde görülmez. Kolonizatörden koloniye, kolonizasyon vasıtası ile sürekli bir bilgi akışı olduğu varsayılır. Böylece kolonizasyon, emperyalist emeller barındıran güç tarafından, merkezden kopuk bir coğrafyada yerleşke oluşturma süreci olarak görülebilir. Bu bağlamda emperyal güç koloni edileni yeniden inşa edip mevcut yapıyı kendi ihtiyaçları doğrultusunda daha tanıdık hale getirmek için yerli halkı yönlendirir, yani onlara “iyi” ya da “doğru” adımı tarif eder ve yeni düzeni oluşturur. Böylece kolonideki topluluk, varlığından haberdar oldukları ya da olmadıkları otoriter gücün yönetsel yetilerini deneyimler. Fakat kolonizasyon bundan ibaret değildir ve koloniye taşınan bilgi kadar koloniden emperyal merkeze taşınan bilgi de önemlidir. Emperyal merkezin anlayabileceği kurgular içinde, gerek kolonide gerekse emperyal alan içinde koloniler ile ilgili olarak şekillenmiş bilgi de mevcuttur. Bu durumda şekillenen ve kolonizasyona uğrayan sadece koloni değil, onun kadar da emperyal kesişim alanlarıdır. Yani kolonizasyon bir dualite içerisinde, farklı koşullarda gerçekleşen melezleşme silsileleridir.
kolonizasyon ne demektir ne anlama gelir?