1071 Malazgirt zaferi üzerine Sultan Alp Arslan, Selçuklu prenslerinden Kutalmışoğlu Süleyman-Şah’a Anadolu’nun fethini emretti. Süleyman-Şah, bizzat Konya önlerine gelerek şehri fethetti ve 1080 de İzniki alıncaya kadar, Anadolu fethini Konyadan idare etti.
Büyük Türk Hakanlığına, yani Büyük Selçuklu hanedanına bağlı olarak Türkiye Devleti kurulunca, başkent İznik oldu.
Fakat I. Haçlı Seferi sonunda iznik elden çıkınca, 1097 yılında Konya şehri, Türkiye-nin ikinci başkenti oldu ve 1308 de Anadolu Selçuklu hanedanı yıkılıncaya kadar 211 yıl bu mevkiini muhafaza etti.
önce Ermenek kasabası başkent olmak üzere, bir Beylik kurdular; sonra «Karaman» adı verilen Lârende’ye yerleştiler ve Konyaya el attılar. XIX. yüzyıla kadar Konya bölgesine «Karaman İli» ve kısaca «Karaman» denmiştir. Konya, yalnız bu ilin başkentine verilen isimdi.
Karamanoğlu I. Mehmet Bey, Selçuklulara tabi olarak Konyayı ele geçirmiş, Türkiyenin başkentine hâkim olmuştu. Mehmet Bey, Selçuklu padişahı namına Konyada:
«Bugünden sonra divanda, dergâhta, bârgâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmaması» nı emretti. Bu suretle yüksek tabaka arasında yazışmalarda kullanılan Farsçaya Türkiyede son verilmiş oldu.
Karamanoğulları, XV. yüzyılın sonlarına kadar iki yüzyıldan fazla saltanat sürdü. Bir ara Yıldırım Bayezit tarafından ortadan kaldırıldılar. Fakat Timur, 1402 de bu devleti tekrar diriltti.
Karamanoğulları, sıkı akrabalık bağları kurdukları Osmanoğulları’na tabi olmak şartiyle daha bir hayli hüküm sürdüler. Bununla beraber, Selçuklulardan miras kalan Türkiye tahtı için Osmnaoğul-ları ile mücadeleden ve onların azılı düşmanları ile ittifaktan çekinmediler.
Anadolu beyliklerinin Osmanlılardan sonra en önemlisi olan Karamanoğulları, zen-gin mimari anıtlar ve kültür eserleri bırak-mışlardır. Konya, Mevlevi tarikatinin mer-kezi olduğu için, ayrı bir önemi haizdi.
Hazreti Mevlânâ’nın torunları «Çelebi» unvanı ile bu şehirde yüzlerce yıl mânevi saltanat sürdüler. 1924 te bütün tarikatlerle beraber Mevlevîlik de ortadan kalkıncaya ka-dar bu hal devam etti.
Osmanlı padişahlarının çoğu Mevlevi veya Mevlevîliğe çok hürmetkar oldukları için, Çelebiler’e büyük saygı gösterdiler. Bazı Çelebiler, padişahlara Eyüp Sultanda kılıç bile kuşatmışlardır.