Kuleli Vakası Nedir Kısaca

0
237

Tarihimize “Kuleli Vakası” adıyla geçen bu isyan teşebbüsü 14 Eylül 1859 Çarşamba günü ortaya çıktı. 

Çarşamba günü ortaya çıktı. Padişaha ve yakınlarına muhalif olanlar bir suikast planlamış, Padişahı öldürmeyi düşünmüşlerdi. Ancak düşüncelerini gerçekleştirmeye fırsat bulamadan bir ihbar üzerine yakalanıp tutuklandılar.

Ama bu bir tepki idi. Halktan bazıları tarafından da desteklenmişti. Çünkü halk ekseriyeti “yenilik” adı altında! yürütülen Avrupalılaşma ve Avrupalılaştırma hareketlerini benimsemiyordu.

öte yandan, sarayda israf son haddine çıkmıştı. Tarih kitaplarımızda yenilikçiliği alkışlanan ve bu yüzden kendisine “Koca-Büyük Reşid Paşa” denilen Sadrazam, Sultan Abdülmecid’in, Fatma Sultan isimli kızının 15 gün süren düğününe iki milyon Osmanlı altını sarfetmesine seyirci kalıyordu. Oysa hazine bomboştu. Dışardan borç alınarak memur maaşları ödenebiliyordu. Tabiatıyla bu gösteriş ve tantana, halkı rahatsız etmekteydi.

Ayrıca, saray m giderek dinden uzaklaştığı görüşü de halk arasında yaygındı. Hocalar camilerde açıktan vaazlar vererek idareyi yeriyorlar, Padişahı ve çevresini haklı olarak tenkit ediyorlardı. Ama camide söylenenler, sokakta ve kahvelerde söylenenler gibi kalın duvarları aşamıyor, dalkavuk çemberini kıramıyor ve Padişahın kulağına gidemiyordu.

Dindarlar, Osmanlı Devletinin, eskiden olduğu gibi İslamiyete ehemmiyet vermesini istiyorlardı. Devlet İslamiyetle ve İslami esaslarla bütünleştiği ölçüde büyümüş, gelişmişti. Gelişmek için Avrupa’yı taklit etmeye ihtiyaç yoktu. Kaldı ki, Avrupa’nın tekniği değil, kültürü, medeniyetinin kötü tarafları ve kılığı taklit ediliyordu. Bunun mahzurları ilerde görülecek, millet benliğini kaybedip boşluğa yuvarlanacak, terbiye bozulacak, ahlak sukut edecekti.

Haksız olduklarını söyleyebilmek mümkün değildir. Çünkü o zamanlar duyulan endişeler hakikat olmuş ve o zaman ekilen rüzgar, 115 sene sonra fırtınaya dönüşüp çocuklarımızı, gençlerimizi savurmuştur. 1970’li yıllarda yaşadığımız anarşinin bir ucu ta o günlere dayanmaktadır. Acıdır, ama gerçektir.

Önceki MakaleParis Barış Konferansı önemi, maddeleri kısaca özet
Sonraki MakaleSultan Abdülmecid Han’ın Ölümü

Sizin Düşünceniz Nedir?

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz