MOSKOVA ANTLAŞMASI, Sovyet ler Birliği ile Ankara Hükümeti arasında imzalanan antlaşma (16 Mart 1921). 1917 Ekim Devrimi’nden sonra, Sovyetler Birliği’nde yaşanan değişmeler, 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıyla yeni bir devlet kuracağını tüm dünyaya açıklayan Ankara Hükümeti’nin yararına ilişkilerin gelişmesine ^yol açtı. Kurtuluş Savaşı’nda ülkenin gereksinme duyduğu para, silah ve malzeme yardımında bulunan Sovyetler Birliği’nin Dışişleri Komiseri Çiçerin’e meclis açılmasından üç gün sonra Mustafa Kemal Paşa’nın gönderdiği bir mektupla iki ülke arasına da politik ve askeri planda bir ittifak kurulması istendi. Çiçerin bu isteği kabul ederek, Ankara Hükümeti’nden görüşmeleri için, Moskova’ya bir kurul gönderilmesini istedi. Bunun üzerine Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey’in başkanlığındaki bir kurul, 11 Mayıs 1920’de Moskova’ya gönderildi. Görüşmelerin sonunda, iki ülke arasındaki diplomatik düzeyde ilk ilişki, 20 Kasım 1920’de kuruldu. Ali Fuat (Cebesoy) Paşa TBMM Hükümeti’nin Sovyetler Birliği’ne gönderdiği ilk diplomatik temsilci oldu. Yapılacak bir anlaşmaya iki ülke de dünya politikasında içine düştükleri yanlızlıktan kurtulabilmeleri için atılacak ik adım olarak bakmaktaydı. Böylece 1920 sonlarında başlayan ikinci tur görüşmeler Türkiye adına görüşmelere katılan Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal (Tengirsenk), Rıza Nur ve Ali Fuat (Cebesoy) Bey ile SSCB adına görüşmelere katılan Çiçerin ve Celal Korkmazov tarafından 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması ile sona erdi. Bu anlaşmayla, TBMM Hükümeti, SSCB tarafından resmen tanındı. Tarafların emperyalizme karşı verilecek savaşta birbirlerini desteklemeleri hükme bağlandı. Batum, Sovyetler Birliği’ne bırakılırken, Kars ve Ardahan’ ın Türkler’e verilmesi kabul edildi. Böylece Doğu sorunu ortadan kalktı. Anlaşmayla sürdürülmekte olan Kurtuluş Savaşı için, önemli ölçüde para ve silah yardımı sağlandı.