MUSAMMAT, (Ar. semt, tesmiften: 1) İlk beyitinin dizelerinde dördüzlü öteki beyitlerinde üçüzlü uyak bulunan nazım biçimi (Yalnızca aynı tef ilenin yinelenmesinden oluşan muttarit kalıplarla yazılır, böylece dizeler tam ortalarından iki eşit bölüme ayrılabilir). 2) Beyitten başka bentlerle yazılan nazım biçimlerinin genel adı.
Birinci anlamına örnek: Beni candan usandırdı/Cefâdan yâr usanmazmıl Felekler yandı âğımdan!Muradım şem’i yanmaz mı? (Fuzuli) ilk beyit, dördüzlü uyak, aruz kalıbı 4 mefâîlun”. Nefi yeter dâvayı kol dünyâ ile kavgayı ko)Eflâke istiğnayı kol hâke yüzün sür lâcerem” (sonraki beyitlerden biri, aruz kalıbı 4 müstefilün). 2) Bentleri en az dört, en çok on dizelik olan nazım biçimleri genellikle musammat diye anılırken her biri de ayrı adla bilinir. Bentleri dört satırlık murabba’laı (öteki benzerleri gibi) bütün dizeleriyle uyaklı (birinci bent) ilk kümelerde de aynen yinelenirse müte-kerrir, her bent sonunda dördüncü dize kendi arasında uyaklanarak değişirse müzdeviç olur. Her ölçüyle yazılabilen murabbalar (dörtlüler) konu bakımından da özgürdürler. Tek uyaklı oldukları için Arap şiirinden geldiği sanılan bu biçimlerin en eski ilk kaynakları tam doğrulukla saptanmış değildir. İslâm uygarlığı etkisinde İran ve Türk şairlerinin kendi ulusal beğenileri yönünde yarattıkları birer biçim olarak da kabul edilebilir. Yapı ve uyaklanış bakımından aynı özellikleri gösteren öteki musammatlarm özel adları şöyledir: Bentleri beş dizeli olanlar muhammes, bir beyte üç dize ekleyerek muhammes yapma tahmis; bentleri altı dizeli olanlar müseddes, bir beyte dört dize ekleyerek allılama işi tesdis; bentleri yedi dizeli olanlar müsebba; bentleri sekiz dizeli olanlar müsemmen; bentleri dokuz dizeli olanlar muaşşer.