ATAÇ Nurullah, yazar (İstanbul 1878-Ankara 1957). Aile çevresinde başladığı Fransızca öğrenimini bir süre Frer’ler Mektebi, sonra Galatasaray Lisesi ve İsviçre’de sürdürdü (1919). İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde kayıtlı öğrenci olduğu yıllarda sınavla kazandığı Fransızca öğretmenliğiyle eğitim hizmetine katıldı (1921); aynı görevle Sivas ve Adana liselerinde de çalıştı (1925); bir yıl Ticaret Bakanlığı çevirmeni olarak görev aldıktan sonra Milli Eğitim örgütüne döndü (1926), Talim Terbiye Kurulu üyeliğinde bulundu. Ankara ve
İstanbul liselerinde öğretmenlik yaptı (1928-1945); Basın-Yayın Genel Mü-dürlüğü’ndeki kısa çalışmasından (1945) sonra Cumhurbaşkanlığı çevirmeni olarak sorumluluk yüklendi, o görevinden 1957’de emekliye ayrıldı.
Edebiyat ürünlerine ilkin Dergâh dergisinde rastlanan (şiir, bazı makale ve tiyatro eleştirileri, 1921-1922) Ataç, Cumhuriyet döneminde yolunu ve amacını kesinlikle belirlemiş bir yazar olarak yalnızca deneme ve eleştiriler yazdı, sevdiği sanatçılardan çeviriler yaptı. Uzun yıllar Ulus gazetesinde söyleşiler yazdığı; gibi Kavafoğlu takma adıyla günlük fıkralar da yayımladı. Türk düşüncesinin batılılaşmasında etkili olacağını kurduğu Yunan-Latin, Fransız, Rus klasiklerinden elliye yakın kitap çevirdi. Türkçenin özleşmesinde ödün vermez büyük bir öncü oldu. Hiçbir yabancı kural ve sözcük kullanmamaya özen gösteren inatçı bir uygulayıcı oldu. 1940’tan sonra kökten değişen Yeni Türk Şiiri’nin en güçlü destekçisi oldu. Bütün bu ilke, yöntem, tutum ve emekler tutarlığıyla Ataç, Cumhuriyet dönemi Türk Edebiya-tı’nın bilinçli bir yenilikçisi, etkili eleştirmeni, özgün denemecisi, öncü dil devrimcisi oldu.
Başlıca eserleri: Günlerin Getirdiği (1946), Karalama Defteri (1952), Sözden Söze (1952), Ararken (1954), Diyelim (1954), Söz Arasında (1957); ölümünden sonra derlemeler; Okuruma Mektuplar (1958), Günce (seçmeler 1960), Prospero ile Calibon (1961), Ataç (dil üzerine söyleşileri, 1962), Şöy-leşiler (1964), Günce (g. cilt 1953-1955; 2. cilt 1956-1957 yılları), Dergilerde Eleştiri (değinmeler, 1980). Ataç üzerinde çalışan yazarların (T. Alangu, H. Diz-daroğlu, S.N. Özerdim, Yılmaz Çolpan, Metin And, Konur Ertop, M. Salihoğlu, Saadet Ulçugür) çeşitli bakış açılarından hazırladıkları eserler, Asım Bezircinin bu konudaki eserinin bibloyografya listesindedir: Nurallah Ataç-Eleştiri Anlayışı ve Yazıları (1968). Kızı Meral Tollu-oğlu’nun anıları ise 1980’de kitaplaştı: Babam Nurallah Ataç. Bütün Eserleri Varlık dizisinde beş kitapta toplandı.
Başlıca eserlerinin özetleri: Günce, Gündelik notları, günlük yazıları, onları derleyen kitabı. Bu türdeki yazılara Son Havadis gazetesinde başladı (2 Ocak 1953). Aynı başlık altında bir dizi yazısı da Ulus’ta yayımlandı (22 Nisan 1956-11 Mayıs 1957). Günce adını taşıyan ilk kitap 1960’ta Varlık Yayınla-rı’nda-çıktı. Bu türdeki yazıların tümü Türk Dil Kurumu tarafından derlenerek iki ciltte toplandı (1972). Denemeci yanı ağır basan bir eleştirmenin yaşam olayları, gözlem ilginçlikleri, sanat eserleri (özellikle şiir), dil sorunları, batılılaşma amacı, Türkçede özleşme, yolculuk izlenimleri gibi sürekli değişen konulardaki içten ve özgün duygu ve düşünce ürünleri.
Karalama Defteri, Deneme ve eleştiri yazılarını derleyen ikinci kitabı (1952). Bir gazete yazarı olduğunu birkaç kez yineleyen Ataç’ın sanat, edebiyat, dil, ölçü, çeşitli türler ve bazı edebiyatçılar üzerine yayımladığı 34 yazısını derleyen eser, onun konuşma ve yazma konularındaki tutumunu da adıyla yansıtır. Yazının da konuşma kadar doğal, yalın, kendiliğinden olmasını-belli sıkı düzenler dışında savunan Ataç, devrik tümcelerle dikkati çeken anlatımındaki özleşmeye ilkin bu kitapta başlamış gibidir; yaptığı işin yapaylıksız doğallığını da kitabına koyduğu adla belirtme amacındadır.