Kudüs yüzyıllardır Osmanlı yönetiminde bulunuyordu. Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler için büyük önem taşıyan bu şehir, herkesin ziyaretine açıktı. Dünyanın dört bucağından ziyaretçi geliyor ve Kudüs dolup dolup boşalıyordu.
Bu konuda söylenebilecek bir şey yoktu. Ancak Rusya, öteden beri Tanzimatçıların aleyhindeydi. Yenileşme hareketlerinin Osmanlı Devletinden Rusya’ya sıçramasından korkuyordu. Aşırı derecede mutaassıp bir Ortodoks olan Rus Çarı I. Nikola, bütünüyle Avrupa’ya yönelen Tanzimatçılarla savaşmak için bahane arıyordu. Bu bahaneyi Kudüs’te buldu. Ortodoks Hıristiyanlara baskı yapıldığını ve Katoliklerin korunduğunu ileri sürdü. Bu konuda bir nota verdi. Tabiatıyla bu notayı reddeden Osmanlı Devleti, Çar I. Nikola’yı fena halde kızdırdı. Aradığı bahaneyi bulmuştu.
İlk defa Osmanlı Devleti hakkında “hasta adam” tabirini o zaman kullandı.
Devrin en büyük iki devleti İngiltere ile Fransa idi. Rusya üçüncülüğe adaydı. Ama aynı yere Osmanlı Devleti de talipti. Ayrıca Tanzimatçıların siyaseti Rusya’nın aleyhine gelişiyordu. Önde gelen Tanzimat liderlerinden Reşid Paşa ile Fuad Paşa Rus düşmanıydılar.
Reşid Paşa İngiltere’yi, Ali Paşa Fransa’yı, Fuad Paşa her ikisini tutuyordu. Rusya’nın istekleri reddedilince savaş kaçınılmaz hale geldi. Çar I. Nikola İngiltere’ye baş vurarak Osmanlı Devletini aralarında bölüşmeyi teklif etti. Aynı zamanda 35 bin asker ve 72 topla, bir Osmanlı eyaleti olan Romanya’ya saldırıp ezdi (3 Temmuz 1853). Savaş başlamıştı.
Her iki devletin orduları Kafkasya ve Tuna boylarında yığınak yapmıştı. Osmanlıların Tuna ordusuna Serdâr-ı Ekrem Müşir (Mareşal) Ömer Paşa, Kafkasya ordusuna da Kerim Nadir Paşa kumanda ediyordu. Tuna ordusunda 133 bin, Kafkas ordusunda 150 bin askerimiz vardı. Buna karşılık, Rusya’nın Prens Gorçakof komutasındaki Tuna ordusunun mevcudu 152 bin, Muraviev’in komutasındaki Kafkas ordusunun mevcudu 160 bindi.
23 Ekim 1853 günü Osmanlı topçularının ateşiyle savaş başladı. Bir süre sonra Ömer Paşanın komutasındaki ordumuz Romanya topraklarına girdi. Kalafat’ı aldı. 5 Kasımda General Dan-nenberg’in komuta ettiği Rus kolordusunu perişan etti. Ruslar binlerce ölü ve yaralı bırakarak Bükreş’e kaçtılar.
Fakat Kafkas cephesinde işler iyi gitmiyordu. Meşhur Kafkas Kartalı Şeyh Şamil’in desteğine rağmen, Nadir Paşanın komutasında savaşan ordumuz bir başarı elde edememişti. Bunun üzerine ordu komutanı değiştirildi.
Abdülkerim Nadir Paşa geri çekilerek, cephe komutanlığı Ahmed Paşaya verildi. Karadeniz’de de deniz savaşları oluyordu. Rus Amirali Nahımov komutasında bulunan Karadeniz donanması, Sinop limanında demirli bulunan Osmanlıların Karadeniz filosunu anidir bastı. Toparlanmasına fırsat ve den hepsini batırdı (30 Kasım 185 Ardından Sinop’u bombaladı. 2500 oturulamayacak hale geldi. Halktan da çok insan öldü.
Ruslar Tuna cephesinde beş gün söj ren büyük bir taarruz denemesi yaptılar. Kalafatı geri almak ve Türkleri Tuna’nın öteki yakasına atmak istiyorlardı. Fakat bu taarruzları da bozgunla bitti. Tekrar Bükreş’e kaçmak zorun kaldılar. Bu bozgun üzerine Rus Çarı Nikola Başkomutan Prens Gorçakot görevden aldı. Yerine Mareşal Paskieviç’i getirdi.