SİVİL TOPLUM VE OSMANLI TÜRK TOPLUMU
Osmanlı devlet ve toplum yapısı gereği merkezde hanedan ve ona bağlı bürokrasi bulunurken çevrede ise reaya(halk) vardır.
Osmanlıda batılı monarşilerle karıştırılarak padişahın güçlerini sınırlandıran bir dinamiğin olmadığı sanılmaktadır. Aksine padişahın iktidarını sınırlayan dinamik vardır çünkü
Osmanlı’da STK ların işlevlerine benzer 3 etken vardır
1-Şer’i hukuk kurallarıdır : Padişah devletin yapısı gereği İslam hukukuna uymak zorundadır.
2-Örfi hukuk : Osmanlı toplumunda ve yönetiminde örf önemli bir yere sahiptir. Öyle ki değişik, bölgelerde farklı örf ve adetler bulunduğundan, her sancak ve bölgede ayrı ayrı yasalar yapılmıştır.
3-Ulema
Bu nedenle, Osmanlı toplumunda batılı anlamda sivil toplum olmamakla birlikte Osmanlığı kendi şartları içinde değerlendirmek gerekir.
Hatta osmanlı’da sivil toplum potansiyeli taşıyan bazı unsurlar da vardır ;
1 – Millet sistemine dayalı bir toplumsal yapı içerisinde farklılıklara özerk bir alan tanımış olması sivil toplum görüntüsü çağrıştırmaktadır.
2-Sivil toplum unsuru olabilme özelliği taşıyan ikinci yapı ise localardır.
3- Dini örgütlenmeler de diğer bir özellik olarak sayılır, dini örgütlenmeler resmi düzeyde ve hak düzeyinde olmak üzere ikili yapılanma içindedir. Resmi yön şeyhülislamın temsil yapılanmadır. Halk kanadında tarikatlar vardır.
Gerçek anlamda STK diyebileceğimiz tarikatlar en güçlü liderleri bile zaman zaman etkileyip yönlendirebildikleri halde sürekli olarak devletin resmi bürokratik örgütlenmesi dışında kalmışlardır.
Tarikatlar, Osmanlıda devlet ile toplum arasında hem tampon görevi hem de iletişimi sağlayan kanallardan biri olmuştur.
4- Vakıflar, dünyada henüz sosyal adalet sosyal refah dengeli gelir dağılımı sosyal güvenlik ve sosyal hizmet gibi kavramlar telaffuz edilmediği dönemlerde İslam toplumlarında özellikle de Osmanlı toplumlarında devletin organizasyon şemasında yer almayan ancak devletin bilgisi dahilinde olmuştur.
KISACASI ; klasik Osmanlı döneminde sivil yapılar sosyal amaçlı örgütlenmelerdir, ilk bakışta ilk sivil toplum kaynağı olabilecek olan bu unsurların bazı istisnai kurumlar ve durumlar hariç devlet ile ilişkilerinde devleti önceleyen bir yaklaşım içinde oldukları da bilinir.