1643-4695, Osmanlı İmparatorluğu padişahlarının 21.sidir. Sultan İbrahim’in Muazzez Sultan’dan doğan oğludur. 23 Haziran 1691’de kardeşi 2. Süleyman ‘ın ölümü üzerine padişah olmuştur. Kırk sekiz yıllık şehzadeliği hep saray hapishanesinde geçtiği için, yeteneklerini kaybetmiş, dengesiz bir padişahtı. Tahta geçtiğinde imparatorluk, ikinci Viyana kuşatmasıyla uğraşıyordu. Köprülü Fazıl Mustafa Paşa Avusturyalılarla savaş sırasında şehit düştüğünden askerin maneviyatı bozulmuş, ordu Belgrad’a doğru geri çekilmeye başlamıştı. Savaşta Avusturyalılar, Türklerden daha fazla kayıp verdiği ve Tuna’daki donanmaları ezici bir yenilgiye uğratdığı için, geri çekilen Osmanlı ordusunun ardına düşememiştir.
Salankamin meydan savaşında şehit düşen Fazıl Mustafa Paşanın yerine 2. Ahmet Arabacı Ali Paşayı sadrazamlığa getirmiştir. Yeni sadrazam da padişahı gibi yeteneksiz, ayrıca zorba bir kişiydi. Devlet yöneticileri arasında gereksiz bir ayıklamaya girişmiş, bu eylem orduyu daha da sarsmıştır. Kısa bir süre sonra yerine getirilen Hacı Ali Paşa, bu uyuşukluğa son vermiş, savunmaya geçen orduyu sefere yöneltmiştir. Fakat o yıl savaş olmamış, ordu belgrad kalesinin onarımından sonra geri dönmüştür.
Sadrazam Hacı Ali Paşanın bir yıl sonra padişahla aralarında çıkan bir anlaşmazlık yüzünden yönetimi bırakmasıyla göreve bu defa Bozoklu Mustafa Paşa getirilmiştir. Yeni Sadrazam Erdel’i Avusturyalıların elinden geri almaya bakmış, fakat yurda dönüşü sırasında oyuna getirilerek sadrazamlığı, yerine atanmış olan Sürmeneli Ali Paşaya bırakmıştır. Çok sürmemiş, Venedikliler Sakız adası ile Dalmaçya’daki Gabella Kalesini ellerine geçirmişlerdir.
Yurt içinde de durum gitgide kötüye varmaktadır. Suriye, Irak ve Hicaz’da ayaklanmalar baş göstermiştir. 2. Ahmet padişah olarak dört yıl imparatorluğun başında kalmış, Edirne’de ölmüş, cenazesi İstanbul’a getirilerek Kanuni Sultan Süleyman türbesine gömülmüştür. Müzik ve şiirden hoşlanan çevresinin çok çabuk etkisinde kalan güçsüz yetenekli bir padişahtı.