PEDAGOJİ, çocukların eğitimiyle ilgili bilim dalı. Eğitbilim ya da eğitim bilim olarak da adlandırılır. Pedagojinin ilgi alanının temelini oluşturan öğreticilikle ilgili sorunlar, bilginin içeriğine olduğu kadar, bilginin aktarılış biçimine de bağlıdır. Bu yüzden pedagoji yalnız bilginin içeriği üzerinde durmakla kalmaz, çocuğun ruhsal durumu, grup olayları ve öğ-renci-Öğretmen ilişkileri gibi bilginin aktarımını etkileyen dış etkenleri de dikkate alır. Çünkü pedagoji biliminin temel işlevlerinden biri de bireyin toplum-sallaştırılmasıdır. Bu, eski kuşakların yeni yetişen kuşağa varolan toplumsal değerleri aktarma sürecidir.
Pedogoji bilgisinin bir bilim dalı durumuna gelmesi, 19. yy sonlarına rastlar. Öncüleri arasmda ansiklopedik kültürün gerekliliğini savunanların yanı sıra, Montaigne gibi bireysel düşüncenin önemini vurgulayanlar da vardır. 17. ve 18. yüzyıllarda özellikle eğitimi din adamlarının etkisinden kurtarmak için verilen mücadeleler, bilimle donatılmış ve emeğin emrine sunulmuş olan akıl üzerinde temellenen, yeni bir eğitim anlayışının gelişmesine yol açtı. Sanayi Devri-mi’nden sonraysa toplumlann uzmanlaşmış personele duydukları gereksinim, öğrenci ve öğretmen sayısındaki artışlar, toplumların demokratikleşme yönündeki gelişmeleri, işi rasyonelleştirme zorunluluğu vb. birçok etken pedagoji biliminde yepyeni bir yön verdi. Bu araştırmalarda ilgi merkezi, zeka yaşı, oyun yaşı vb. birçok kavram eğitim ve öğretim uygula-malanna girdi. Aynı zamanda eğitim alanındaki geleneksel düşünceye, çocuğun minyatür bir yetişkin değil, aksine kendine özgü bir varlık olduğu, yetişkinliğe ulaşmak için kendine özgü bir ritmi ve aşamaları olan bir evrim yaşaması gerektiği düşüncesini yerleştirdi. Böylece çocuğun yetenekleri, mesleğe yöneltme yöntemleri ve eğitime karşı gösterdiği tepkilerin, temel liselere bağlı psikolog-larca dikkatli bir incelemeye alınması olanağı doğdu. Bu araştırmaların yol açtığı bir başka sonuçsa klasik kötü öğrenci inancının ve okul yaptırımı anlayışının yerini özen, sevgi ve bakıma dayalı bir eğitim yaklaşımının almaya başlamasıdır.
Birçok düşünür ve pedagogun çabala-n sonucunda bağımsız bir bilim dalı durumuna gelen pedagojinin konulan giderek genişleyip zenginleşmektedir. Özellikle 20. yüzyılın başlarında Freud, Jung ve Adler gibi psikanalistlerin katkılany-la bilinçaltının kişilik oluşumunda oluşumundaki etkilerinin ortaya konması, birçok bilim adamını çocuk psikolojisi ve eğitimi konusunda yeni araştırmalara yöneltti. Bu durum pedagoji bilimine de yansıyarak geleneksel düşüncelerde önemli değişmelere yol açtı. Özellikle çocuk psikolojisi, psikoloji, tıp, sosyoloji gibi bilim dallarıyla yakın bir ilişki içinde bulunan pedagoji, günümüzde eğitim ve öğretimin vazgeçilmez bir öğesi durumundadır.