Şemsettin Sami, yazar(Yanya/Fra-şeri 1850-İstanbul 1904). Özel hocalardan Arapça, Farsça, kolay dil öğrenme yeteneğiyle Rumca, eski Yunanca, Fransızca ve İtalyanca öğrendi. İstanbul’da memurluğa başladığı yıl (1871) yazı yaşamının da ilk ürünlerini verdi:
Taaşşuk-i Talât ve Fitnat (roman, 1872). Çeviriler yanı sıra Hadika ve İbret gazetelerine yazdı, oyunlarını yayımlattı: Besa yahut Ahde Vefa (1875), Şeydi Yahya (1875), Gâve (1876), gazete yönetti (Sabah, 1876); Tercüman-ı Şark (1878), dergiler çıkardı: Aile (1879), Hafta (1880). Bundan sonraki yıllarının memurluk dışındaki bütün saatlerini dil üzerindeki eserlerine, özel ansiklopedisine ayırdı, yazarlığını sürdürdü. 1890 sonrasında evinde kalmaya zorunlu tutulduğu için bu gözaltı süresinden alabildiğince yararlandı, Erenköy’deki köşkünde öldü (4 Haziran). Birçok çevirisi varsa da asıl hizmeti dil ve ansiklopedi alanında oldu:
Kamus-i Fransavi (Fr. Türkçe, 2 cilt, 1882), Kamus-i Fransavi (Türkçe-Fr.) 1885, Kamusü’l-A’lâm (tarih, coğrafya, özel adlar, 6 cilt, 1889-1893), Kamus-i Türkî (2 cilt, 1900). Türkçenin yalınlaşması, kendi kurallarına dönmesi konusunda yararlı uyarıları, doğru düşünceleri genellikle gazete makalelerinde kalmıştır.
Başlıca eserlerinin özetleri: Kamus-i Tiirki, Yazarın hazırladığı Türkçe Sözlük, “Dilimiz, Türkçe’dir; bu dile özgü sözlük kitabına da başka ad düşünmek saçmadır. Dilimizde kullanılan sözcüklerin hepsi de hangi dilden alınmış olursa olsun, gerçekten kullanılır ve bilinir olmak koşuluyla, Türkçe sayılır.” İçerdiği otuz bine yakın sözcüğün yüzde 32’sinin Türkçe, yüzde 68’inin başka dillerden kaynaklandığı saptanmıştır. Sözcüklerin kaynağı, dilbilgisi açısından kümesi, hangi bilim dalıyla ilgili bulunduğu, çeşitli anlamları örnekleri deyimleri verilmiştir. Kamusü’l-a’lâm, Yazarın hazırladığı, ansiklopedik sözlük (Özel Adlar Sözlüğü), 6 cilt, 1888-1898. Önsöz satırlarının bugünkü karşılığı şöyledir:
“Tarihle ilgili bütün kavimler ve ümmetler, peygamberler, halifeler, sahabeler, uyanlar, hadis nakledenler, melikler, emirler, vezirler, filozoflar, bilginler, fıkıhçılar, ermişler, şeyhler, edebiyatçılar, şairler, hekimler, tarihçiler, gezginler, hüner sahipleri, mitologya öğeleri sözün kısası doğuya ve batıya bağlı eski ve yeni zamanların bütün ünlülerinin adlarını, yaşam öykülerini, eserleriyle yazılış tarihlerini, coğrafyayla ilgili olarak dünyadaki bütün anakaraları, ülkeleri, devletleri, denizleri, boğazları, adaları, dağlan, nehirleri, golleriyle ovalarının gerek eski gerek yeni kentleriyle büyükcek yerlerin adlarını bölgeleri, enlem ve boylamlarını, doğal ve tarihsel durumlarını, halkının sayısını, başlıca ürün ve dışsatımlarını sözün kısası olanak içindeki bütün ayrıntıları içeren abece sırasına göre dizilmiş (bir eserdir)”.
Taaşşuk-i Talât ve Fitnat, Yazarın tek romanı (1872): “Talât ile Fitnat’ın âşık olmaları (sevişmeleri). “Eser, konu-tek-nik-öz bakımından taşıdığı değerden çok, bu türün Türk Edebiyatındaki İlk yerli örneği olması açısından değerlendirilir. Yirmi iki yaşındaki Şemsettin Sami’nin bu ilk eseri, hem imzasız, hem fa-siküller halinde satışa sunulmuş; yazarın evlilik yolları konusundaki eleştirilerini, ibret alınacak gözlemlerini taşımıştır. Bir kalemde memur on sekiz yaşındaki delikanlı Talât’ın, kafes ardından görüp tutulduğu Fıtnat’a yaklaşabilmek için kadın kılığına girerek nakış-dikiş dersine ortak olmasını, babalığının rızasıyla evlendirildiği Ali Bey’i hiç tanımadığı için Fitnat’ın ayak diremesini, sonunda iki gencin ölümü ve Fitnat’ın gerçek babası olduğu öğrenen Ali Bey’in çıldırışını sergiler.