2011 şubat ayında öğrenciler okula başladı ama birçok öğrencide görülen salgın bazı öğrencilerin eğitimlerine ara vermek zorunda bıraktı.
15 tatile denk gelen su çiçeği salgını biraz olsa da öğrenciler arasında daha fazla yayılmasını önledi ancak, okulların açılması ile birlikte su çiçeği daha da artış gösterdi.
Peki ama nedir bu su çiçeği salgını belirtileri nelerdir ? Nasıl tedavi edilir ? Öğrenciler arasında birbirine bulaşmaması için neler yapılmalıdır ? yazının devamından su çiçeği hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.
Su Çiçeği nasıl bulaşır?
– İnsandan insana soluma, öksürme ve hapşırma yoluyla.
– Su çiçeği döküntüleri çok bulaşıcı olduğu için hastayla doğrudan temas yoluyla.
– Çocukların kreş, okul, vb. toplu bulundukları ortamlarda bulaşma çok hızlıdır.
Su çiçeği ne zaman bulaşır?
Döküntülerin ortaya çıkışından 2 gün önce ve 4-5 gün sonrasına kadar hastalık bulaşıcı durumdadır. Döküntülerin görülmesinden 2 gün öncesine kadarkarakteristik klinik belirtiler görülmediğinden su çiçeğinin bulaşması kolay ve sinsi bir süreç izler.
Su çiçeğinin belirtileri nelerdir?
Su çiçeği belirtileri, hasta ile temastan 14 ile 16 gün sonra ortaya çıkmaya başlar. Döküntüden 1-2 gün önce baş ağrısı, ateş, karın ağrısıve halsizlik görülür. Kızarıklıklar kafa derisi, yüz ve gövdenin üst kısımlarından başlayıp daha sonra kol ve bacaklara yayılır.
Su çiçeğinden korunmanın etkili yolu su çiçeği aşısı olmaktır. 1 yaşından itibaren (tercihen 15 aylık) her çocuğun 1 doz su çiçeği aşısı ile korunması önerilmektedir. Hastalığı daha önce geçirmemiş ve aşı olmamış büyük çocuklar veya erişkinler de aşılanması gereken grupta yer almaktadırlar.
Su çiçeği aşısı hekimler arasında “yeni” bir aşı olarak tanınmakla birlikte aslında 30 yıllık bir geçmişe sahip, gerek oluşturduğu bağışıklık, gerek etkinlik, ve gerekse aşının tolerabilite araştırmaları açısından son derece zengin bir aşıdır. Hala devam eden ve ilk aşılanan kişiler üzerinde yapılan araştırmalar su çiçeği aşısının en az 20 yıllık bir koruyuculuğu olduğunu göstermektedir.
Su çiçeği aşısı 1974 yılında Japon bilim adamı Profesör Doktor Michiaki Takahashi ve arkadaşları tarafından Japonya’da geliştirilmiştir.
Aşının geliştirilme aşamasında ilk klinik etkinlik çalışması, 21 ailede su çiçeği geçiren bir çocuk ile temas etmiş 26 sağlıklı çocuk ile gerçekleştirilmiştir. Temastan sonraki ilk 3 gün içinde aşılanan veya daha önce aşılanmış çocukların hiçbirisinde su çiçeğinin klinik belirtileri gözlenmemiştir. Kontrol için 15 ailede 19 temaslı çocuk aşılanmadan gözleme alınmış ve bu çocukların hepsinde de temastan sonraki 10-20 gün içinde su çiçeğinin klinik belirtileri ortaya çıkmıştır. Bu küçük araştırma aşının %100 klinik etkinliği olduğunu göstermiştir. Özellikle aşının bağışıklık sistemi yetmezliği olanlarda etkinliğini araştırmak amacıyla ise ilk çalışma, bir çocuk hastanesinde yatan hastalar arasında su çiçeği enfeksiyonunun yayılmasını önlemek amacıyla yapılmıştır. Hastanede çıkan bir su çiçeği vakasının ardından serviste yatan ve su çiçeği geçirmemiş olan böbrek hastalığı olanlar (nefrit, nefrotik sendrom), menenjitli, ve hepatitli hastalara aşı uygulanmıştır. Bu hastaların bir kısmının da kortikosteroid kullanmakta olduğu bilinmektedir. Bu aşılamadan sonra çocuk servisinde su çiçeği enfeksiyonunun yayılması önlenmiş ve aşının bağışıklık sistemi yetmezliği olan hastalarda da etkin olduğu gösterilmiştir.
Genişletilerek yapılan araştırmalar sonucunda su çiçeği aşısının sağlıklı çocuklarda %98.7, altta yatan çeşitli hastalıkları olan çocuklarda %94.1 ve lösemililerde %92.1 oranında immünojeniteye sahip olduğu bildirilmiştir.
Lösemili çocuklarda aşılama için belirli bağışıklık kriterleri dikkate alınmalıdır. Lösemili bir çocuğun su çiçeği hastalığı geçirmesi tehlikelidir ancak çocuğun ne zaman aşılanacağına hekimi karar vermelidir.