Tanzimat Hareketinin Niteliği, Özellikleri, Nedenleri, Tahlili, yorumu, sebepleri.
Tanzimat Hareketinin Tahlili
Osmanlı devletinin yenileşme ihtiyacı vardı. Müesseselerin tazelenmesi gerekliydi. Ancak Tanzimat bir yenileşme değil, kökten değişmeyi getiriyordu.
Üstelik de bu değişiklik devletin dayandığı sisteme uymuyordu. Osmanlı Devleti dinî esaslara dayalıydı. Irk ve soy ayrılığı güdülmezdi. Irk yok, ümmet vardı. Devletin asıl sahibi olarak yalnızca Türkler değil, bütün Müslümanlar görülüyordu. Tanzimatla bu görüş terk edildi. Bir süre sonra da “Türkçülük” ve “Turancılık” hareketleri başladı. Irklar ayrıldı. Bu da zamanla Osmanlı Devleti hakimiyeti altında yüzyıllardır barış içinde yaşamış olan ırklara bağımsızlık fikrini aşıladı. Ve Osmanlı Devleti kısa bir süre sonra parçalanmaya başladı.
Ayrıca Tanzimat Fermanı, Osmanlı Devletinde yaşayan Hıristiyan ve Yahudilere çok büyük avantajlar tanıyordu. Devletin kapıları ardına kadar açılıyor, hattâ Müslümanların mahkemelerinde hakimlik yapmak fırsatı bile veriliyordu. Ticarette de birtakım imtiyazlar verilmişti. Her türlü kolaylık sağlanmıştı. Papaz okulları ve sair okullar açmalarına izin vardı. Azınlıklar kısa zamanda ticareti ellerine geçirdiler. Ve Müslüman ahalinin üstünde bir güç olarak meydana çıktılar.
Ümmet fikri yıkılmış, devletin kurucusu ve asıl sahipleri tamamıyla unutulmuş, Avrupa’ya hoş görünmek için Hıristiyanlar ve Yahudiler baştâcı edilmişti.
Artık sür’atle Avrupa devletlerinin kanunları tercüme edilerek yürürlüğe konacak, Avrupai müessese ve yaşayış tarzlarını ithal gayretleri hız kazanacaktı.
Avusturya Başbakanı Prens Metter-nich bile bu hareketin Türk toplumuna zarar vereceğini Tanzimatçılara yazdığı bir mektupta açıkça dile getirmişti. Şöyle diyordu:
“İmparatorluk günden güne zayıflamaktadır. Niçin saklamalı? Onu bu hale düşüren sebeplerin başında Avrupalılaşma zihniyeti gelir.
“Babıâli’ye tavsiyemiz şudur: Hükümetinizi dinî kanunlarınıza saygı esası üzerine kurunuz. Devlet olarak varlığınızın temeli, padişahla Müslüman teb’-a arasındaki en kuvvetli bağ, dindir. Zamana uyun, çağın ihtiyaçlarını dikkate alın, idarenizi düzene sokun, ıslah edin. Ama yerine size hiç de uymayacak olan müesseseleri koymak için, eskilerini yıkmayın! Avrupa medeniyetinden sizin kanun ve nizamlarınıza uymayan kanunları almayın.
Batı kanunlarının temeli Hıristiyanlıktır. Türk kalınız. Tatbik edemeyeceğiniz kanunu çıkarmayınız. Hak bellediğiniz yolda ilerleyiniz. “Kısacası, biz Babıâli’yi kendi idare tarzının tanzim ve ıslahı için giriştiği teşebbüslerden vazgeçirmek istemiyoruz. Ama Avrupa’yı kendine örnek olarak almamalıdır.
Avrupa’nın şartları başkadır, Türkiye’nin başka. Avrupanın temel kanunları, Doğunun örf ve âdetlerine taban tabana zıttır. İthal j malı ıslahattan kaçının! Bu gibi ıslahat Müslüman memleketlerini ancak felakete sürükler.Onlardan hayır gel mez.”
Bu yanlışın arkasından başka yanlış-1 lar geldi/Yenileşme diye başlatılan ha-j reket gelenekleri ortadan kaldıran kor-i kunç bir bozguna döndü. Ve bir gün,!
Ziya Paşa, acı acı yakınmak zorunda kaldı: “İsnâd-ı taassub olunur merd-i gay-yûra..
Dinsizlere tevcih-i reviyet yeni çıktı islâm imiş devlete pâ-bend-i terakki Evvel yoğidi işbu rivayet yeni çıktı. Milliyeti nisyân ederek her işimizde Efkâr-ı Firenge tabiiyyet yeni çıktı.*’
Ve feryat etmeye koyuldu: “Eyvah! Bu bâzîçede bizler yine yandık, fe’ – T
Zira ki ziyan ortada, bilmem ne kazandık?”Kısacası, okul kitaplarımıza “Tanzi-mat-ı Hayriye”, yani “Hayırlı Düzenleme” adıyla geçen hareketin neticesi hiç de hayırlı olmamış, Osmanlı Devletinin yıkılışını çabuklaştırdıktan başka, Türkiye Cumhuriyetine de büyük acılar, sancılar, rahatsızlıklar miras bırakmıştır.